YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11537
KARAR NO : 2023/2452
KARAR TARİHİ : 17.05.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1492 E., 2022/1710 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/2065 E., 2022/466 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının boşanma davasına ilişkin bentlerinin kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ailesine olan düşkünlüğü nedeniyle sürekli ailesinin yanına gittiğini ve hafta sonlarını bile davalının ailesiyle birlikte geçirdiklerini, bu nedenle hiçbir zaman karı koca yaşantılarının olmadığını, evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, tarafların ortak kazançlarını ailesine gönderdiğini, müvekkiline karşı sevgisiz ve soğuk davranıp eşini görmezden geldiğini, sosyal paylaşım sitesi olan facebook üzerinden evlilik birliği devam ederken evlilik birliğine ve sadakat yükümlülüğüne sığmayacak şekilde bayanlarla arkadaşlıktan öte samimiyet kurduğunu, davalıdan ve ailesinden gerekli saygı ve değeri görmediğini, davalının ailesinin müvekkiline sürekli hakaretlerde bulunduklarını, davalının babası tarafından tehdit edildiğini, büyü yaptırmakla suçlandığını, müvekkilinin işinden istifa etmek istediğinde davalının müvekkilinin koluna yumruk attığını, davalının müvekkili ile olan ortak hesaplarından defalarca ailesine para gönderdiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile , 75.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının geçimsiz yapısının olduğunu, bipolar bozukluğunun olduğunu, defalarca müvekkilini ölümle tehdit ettiğini, davacının ısrarları üzerine müvekkilinin yurt dışına gitmeyi kabul ettiğini ve Fransa’ya yerleştiklerini, Fransa’da müvekkilinin aşçı olarak davacının ise sözleşmeli işçi olarak işe başladığını, davacının sürekli yaşadığı hayattan şikayetçi olduğunu, sürekli bir kıskançlık içinde olduğunu, ev içerisinde çıkardığı sebepsiz kavgalarla müvekkiline hayatı zindan ettiğini, müvekkilinin mail adresinden müvekkilinin ailesine bizi rahat bırakın, bizi aramayın gibi mesajlar attığını, tarafların izin için Ankara’ya döndükleri 2014 mayıs ayında davacının Bordo’ya dönmeyeceğini bildirdiğini, bu çerçevede istifa dilekçesini çalıştığı iş yerine götürmek yerine Ankara’daki Dışişleri Bakanlığına verdiğini, müvekkilinin mecburen Bordo’daki işine dönmek zorunda olduğundan 2014 mayıs ayı sonunda Ankara’dan ayrıldığını, davacının kendini … hissetmediği için Ankara’da kalmak istediğini beyan ettiğini, müvekkilinin 2014 yılı temmuz ayında izinli olarak Ankara’ya gelerek davacı ile görüşmeye çalıştığını, ancak aşırı asabi durumu nedeni ile davacı ile anlaşamadıklarını, müvekkili ile de ortak ikametgaha dönmeyen davacının iş bu davayı açtığını belirterek davanın reddine ve müvekkili lehine 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 16.06.2017 tarih ve 2015/256 Esas, 2017/1095 Karar sayılı kararı ile davalının kusuru ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından davasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 12.12.2018 tarih ve 2017/2125 Esas, 2017/2125 Karar sayılı kararı ile davacı kadın hakkında rapor aldırılmış ise de kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılmadığı gerekçesiyle davacı kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerekirken bu yön göz önünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğu, davacı kadının ziynetlere ilişkin harcının tamamlanmadan yargılamaya devam edilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, karar uygun şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ziynet talebine ilişkin davasının tefrikine, davalının kusuru ispatlanamadığından boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davacı tarafından sunulan sosyal paylaşım sitesi mesajları hukuka aykırı delil kabul edilmek suretiyle hükme esas alınmamış ise de davalı erkeğin sosyal medya hesabının kendisine ait olmadığına, davacı kadın tarafından oluşturulduğuna yönelik herhangi bir iddiasının olmadığı, davalı erkeğe ait olduğu belirtilen sosyal medya hesabında yer alan fotoğraftaki kişi ile erkek tarafından sunulan vekâletnamede yer alan fotoğraftaki kişinin aynı olduğu, sunulan sosyal medya hesabındaki yazışma içeriklerinden de davalı erkekle aynı kurumda çalıştığı anlaşılan bir kişinin davalı erkek ile sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarının boşanma davasında aleyhine kullanılmaması için silinmesi konusunda yazıştığı, hal böyle olunca sosyal medya hesabının davalı erkeğe ait olduğu ve hukuka aykırı yollarla elde edildiğine ilişkin bir iddia bulunmayan bu sosyal medya hesabındaki yazışmaların hükme esas alınması gerektiği, davalı erkeğin sosyal medya hesabından başka bayanlarla yazışmak suretiyle … sarsıcı davranışta bulunduğu, buna mukabil davalı erkek tanıklarının beyanlarında geçen bir kısım olayların önceye ait olup boşanma hükmüne esas alınamayacağı, bir kısım olayların ise sebep ve saiki açıklanmayan soyut açıklamalardan ibaret olduğu, buna göre davacı kadının usulünce dayanılan ve ispatlanan bir kusurunun bulunmadığı, evlilik birliğinin sarsılmasında … sarsıcı davranışlarda bulunan erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, davacı kadının duruşmada çalıştığını beyan etmesi karşısında İlk Derece Mahkemesince tedbir nafakasının kaldırıldığını ileri sürerek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılmasında davalı erkeğin kusurlu olup olmadığı, kadının davasının kabulü ve kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 … maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 … maddesi.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.İlk Derece Mahkemesince kolluk marifetiyle yaptırılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında, davacı kadının ev hanımı olduğu ve gelirinin olmadığı tutanağa bağlanmış ise de davacı kadın 18.07.2020 tarihli duruşmada, iki yıldır ücretli öğretmenlik yaptığını belirtmiştir. Buna göre Bölge Adliye Mahkemesince kadının işinin sürekli mahiyette olup olmadığı, gelir elde edip etmediği, gelirinin düzenli, kendisini yoksulluktan kurtaracak yeterlilikte olup olmadığı hususu yeniden araştırılarak yoksulluk nafakası istemi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı erkek vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.