Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/11533 E. 2023/1373 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11533
KARAR NO : 2023/1373
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1079 E., 2022/1597 K.
DAVA TARİHİ : 03.08.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Batı 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/525 E., 2022/338 K.

Taraflar arasındaki velâyet hakkı elinde olmayan ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yatılı olarak düzenlenmesi, mümkün olmadığı takdirde çocukla kişisel ilişkinin yatısız olacak şekilde yeniden düzenlenerek görüşme süresinin arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince yatılı olarak kişisel ilişkinin düzenlenmesi talebinin reddine yatsız olacak şekilde görüşme süresinin arttırılması talebinin ise kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1-Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2017 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, o dönemde yedi aylık olan ortak çocuk Umut Aydoğan’ın velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiğini, davalı annenin icra takibi yapmadan çocuğu göremeyeceğini söylediğini, baba ile müşterek çocuk arasındaki bağların daha iyi kuvvetlenmesi için yatılı olarak da müvekkilinin yanında kalması gerektiğini beyan ederek müvekkil ile müşterek çocuk arasındaki boşanma davası sonrası genişletilen ve değiştirilen “…. Her ayın birinci ve üçüncü cumartesi ve pazar günleri sabah saat 11:00 ile öğleden sonra saat 16:00 arasında, dini bayramların ikinci günü aynı saatler arasında davacı babanın müşterek çocuğu yanına alması sureti ile şahsi ilişkinin tesis ve devamına…” şeklindeki kişisel ilişkin yeniden düzenlenerek cuma akşamı anneden alınıp pazar akşam anneye teslim edilecek şekilde yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir.

2-Davacı vekili 04.03.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle;müvekkili ile çocuk arasında kişisel ilişkinin gece yatılı olarak kurulmasını dava dilekçesinde talep ettiklerini ancak yatılı ilişki kurulmayacaksa , yatısız olarak iki haftada bir verilen 4 saatlik sürenin, çocuğun anneden sabah alınarak akşam verilmesi ve bunun cumartesi ve pazar tekrar etmesi şeklinde düzenlenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1-Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının açmış olduğu davanın haksız ve yersiz olduğunu, davacı tarafın müşterek çocuğun gözü önünde defalarca müvekkiline, müvekkilinin annesine, babasına şiddet uyguladığını , çocuğun bu durumdan etkilendiğini, müvekkilinin müşterek çocuğun görüş günlerinde çocuğu davacıya gösterdiğini fakat müşterek çocuğun görüş günlerinde babanın tavırlarından dolayı babasına gitmek istemediğini, müvekkilinin çocukla babası arasında irtibat kopmasın diye sürekli görüntülü arama yaptığını, çocuğun sürekli antidepresan ilaçlar kullandığını, altına kaçırdığını ve sinirli olduğunu, davacı tarafın sürekli şiddet uygulayan, sürekli alkol alan, şiddet eğilim olan birisi olduğunu, çocuğuna karşı ilgisiz olduğunu, davacı taraf çocuğu aldığında çocuk davacının yanında iken çocuğun düştüğünü ve ayağı incindiği halde davacının çocuğu hastaneye götürmediğini, daha sonra müvekkilinin götürdüğünü, çocuğun küçük olduğunu ve yatılı kalması mümkün olmadığını, davacının müvekkilini evlenirsen çocuğu senden alırım seni de öldürürüm diye tehdit ettiğini, davacının yanında çocuğun ateşlendiğini, havale geçirdiğini, çocuğu hastaneye götürmediğini davanın reddine karar verilmesini talep ettimiştir.

2-Davalı vekili ıslah dilekçesine karşı cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ıslah dilekçesini kabul etmediklerini, ıslah dilekçesine itiraz ettiklerini, muvafakat etmediklerini, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sosyal inceleme raporundaki, kişisel ilişkinin yatısız olacak şekilde artırılmasının uygun olacağı görüşü, dinlenen tanık beyanlarının ve taraf beyanları ile davacı baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişki sürecinin yatılı olarak tesisine imkan vermeyeceğini, çocuğun baba ile arasında yeterli sevgi ve güven bağının oluşmadığını çocuğun babayı gördüğünde verdiği ağlamalı ve gergin tavırları, çocuğun hastalık süreci, bakımının özen gerektirdiği, 2017 doğumlu çocuğun yaşı ve ruhsal gelişiminin henüz anneden geceleri ayrı kalmaya hazır olmadığı, uzman raporunun da bu doğrultuda olduğu dikkate alınarak davacının yatılı kişisel ilişki kurulması talebinin reddine, terditli talep olan yatısız ilişki süresinin artırılması talebinin kabulüne mevcut “…. Her ayın birinci ve üçüncü cumartesi ve pazar günleri sabah saat 11:00 ile öğleden sonra saat 16:00 arasında, dini bayramların ikinci günü aynı saatler arasında davacı babanın müşterek çocuğu yanına alması sureti ile kişisel ilişkinin tesis ve devamına…” şeklindeki kişisel ilişkinin kaldırılarak çocuk ile davacı baba arasında “…Müşterek çocuk ile davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. hafta sonu cumartesi günü saat:11:00’dan saat:18:00 arasında, pazar günü saat:11:00’dan saat:18:00 arasında, dini bayramların 2. Günü saat:11:00’dan saat:18:00 arasında, çocuğun doğum günlerinde ve babalar gününde saat:11:00’dan saat:18:00 arasında yatısız kişisel ilişki tesisine..” şeklinde kişisel ilişki düzenlenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davanın reddi gerekirken kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, asıl talebin reddine, terditli talebin kabulüne karar verildiği halde yararlarına vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinde, terditli davanın iki ayrı dava olmayıp tek dava olmasına ve davacının kademeli talebinin kabul edilmesine göre terditli taleplerden birinin reddi sebebiyle davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinde, isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; terditli davayı yani ıslah dilekçesini kabul etmediklerini, ıslahın süresinde yapılmadığını, mahkemenin dava dilekçesindeki asıl talebin reddine karar verdiğini ancak vekâlet ücretine hükmetmediğini, babanın çocuğu alınca birlikte zaman geçirmediğini, erken çocuğu teslim ettiğini, şahsi ilişkinin arttırılmasının çocuğun zararına olduğunu beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, velâyet kendisinde olmayan davacı baba ile ortak çocuk arasındaki kişisel ilişkinin süresinin yeterli olup olmadığı, davacının mevut kişisel ilişki süresinin artırılması talebinin kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 182 nci ve 323 üncü, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 9 uncu, 3 üncü ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü, 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.