Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/11531 E. 2023/3722 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11531
KARAR NO : 2023/3722
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Başvurunun reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 18. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının birleşen ve erkeğin karşı davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadının tedbir nafakasına ilişkin asıl davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili asıl dava dilekçesi ile; erkeğin kadına hakaret ettiğiini, zarar verdiğini, ortak çocuğa ilgisiz olduğunu, sürekli evden kovduğunu, psikiyatrik tedavi gördüğünü, ilaçlarını kullanmadığını, 31.12.2016 tarihinde herkesin içinde kadına ve çocuğa zarar vereceğini söylediğini, kadını istemediğini söylediğini, kadına şiddet uyguladığını, kıskanç davrandığını, kadını ve çocuğu tehdit ettiğini, kadının evden ayrılmak zorunda kaldığını, erkeğin 04.02.2018 tarihinden sonra arayıp sormadığını, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığını ileri sürerek kadın için aylık 1.000,00 TL, çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, nafakalara TEFE-ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesini tekrarla evlilik birliğinin erkeğin kusurlu hareketleri neticesinde temelinden sarsıldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk lehine aylık 2.000,00 TL tedbir-iştirak, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın yararına 300.000,00 TL maddi, 300.000,00 TL manevi tazminatın erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili karşı dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli asık suratlı olduğunu, birden fazla kez evi terk ettiğini, hakaret ettiğini, son vakıada da eşyaları toplayıp evden gittiğini, aşırı kıskanç davranışlar sergilediğini, kadının ailesinin erkeği tehdit ettiğini, kadının erkeğin annesini darp ettiğini, erkeğe de fiziksel şiddet uyguladığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, sürekli olarak eşini aşağıladığını, kayın pederine ait evde eşiyle yaşamak istemediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarını, ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesine, ortak çocuk için 250,00 TL nafaka ödenmesine, erkek lehine 300.000,00 TL maddi, 300.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine, birleşen dava ve asıl tedbir nafakası davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, eşini evden kovduğu, çocuğunu arayıp sormadığı, taraflar arasında yaşanan son vakıada eşine küfür edip, hakaret ettiği, aşırı kıskanç davranışlar sergileyerek eşinin çalışmasına müsaade etmediği, ayrıca açıktan okumasına da izin vermediği, darp vakıasının ise bir kez davadan yıllar önce gerçekleştiği, sonrasında evliliğin devam ettiği, erkeğin diğer kusurlu eylemlerinin de kadın tarafından affedildiği, kadının ise, eşine asık suratlı davrandığı, aşırı kıskanç davranışlar sergilediği, eşini aşağıladığı, eşiyle birlikte kira ödemeksizin kayınpederine ait evde yaşamak istemediği, eşinin yüzüne zarar verme ve dava dilekçesinde dayandığı diğer vakıalardan sonra evliliğin uzunca bir süre devam ettiği kadının bu kusurlu eyleminin erkek tarafından affedilmiş sayıldığı, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin karşı davası ile kadının birleşen davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin sosyal inceleme raporundaki tespitler ve ortak çocuğun menfaatleri doğrultusunda annesine verilmesine, kadının ayrı yaşamakta haklı olması nedeniyle kadının asıl davasının kabulüyle asıl dava tarihinden itibaren kadın yararına 800,00 TL, ortak çocuk yararına 400,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, tedbir nafakasına artırım uygulanmasına ilişkin bir yasal düzenleme olmaması nedeniyle kadının nafakaya artış uygulanması talebinin reddine, birleşen davada birleşen dava tarihinden itibaren kadın lehine aylık 800,00 TL tedbir nafakası ile boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, ortak çocuk lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile hükmün kesinleşmesinden sonra aylık 600,00 TL iştirak nafakası takdirine, asıl davada verilen tedbir nafakası ile birleşen davada verilen tedbir nafakasının tahsilde tekerrür oluşturmamasına, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın lehine 35.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin karşı davasının kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacı-davalı kadın vekilinin, erkeğin karşı davasının kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarlarına yönelik, davalı-davacı erkek vekilinin ise kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarlarına yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin cinsel birlikteliğe yanaşmadığını, bu konuda tedavi olmadığını, erkeğin kadına fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını ileri sürerek erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, mahkemece erkeğe yüklenen kusurların dosya kapsamı itibariyle ispatlanamadığını, aleyhine nafaka ve tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatları ile bunların miktarları bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı ve fer’îleri ile usulüne uygun istinaf sınırlaması yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince erkeğin karşı boşanma davası ile kadının birleşen boşanma davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiş, hükme karşı davalı-davacı erkek vekili tarafından “kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar” yönünden, davacı-davalı kadın vekili tarafından ise “erkeğin karşı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı” yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı Kanun’un 359 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında tarafların ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin gösterileceği; aynı Kanun’un 355 inci maddesinin birinci fıkrasında incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı yapılacağı ve 359 uncu maddesinin ikinci fıkrasında hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, süphe ve tereddüt uyandırmayacak sekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ileri sürülen istinaf sebepleri başlıklı bölümünde, davalı-davacı erkek vekilinin istinaf sebepleri arasında “kadının kabul edilen boşanma davası” sayılmadan erkek vekilinin yalnızca “kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar” yönünden istinaf başvurusunda bulunduğu kabul edilerek erkeğin, kadının davasında verilen boşanma hükmüne ilişkin istinaf başvurusu incelenmemiş ve bu yönden hüküm kurulmamıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere, davalı-davacı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmasına karşın, Bölge Adliye Mahkemesince hatalı istinaf sınırlaması yapılarak sadece kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden inceleme yapılarak davalı-davacı erkek vekilinin kadının kabul edilen boşanma davasına yönelik istinaf başvurusunun incelenmemiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.