Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/11507 E. 2023/3723 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11507
KARAR NO : 2023/3723
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 20. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle kararın kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların evliliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili anlaşmalı boşanmanın çekişmeli boşanmaya dönüşmesi üzerine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin otokontrol sorunu olan asabi biri olduğunu, kadına ekonomik, fiziksel ve duygusal şiddet uyguladığını, her fırsatta küfür ve hakaret ettiğini, aşağıladığını, evden kovduğunu, eşinden nefret ettiğini söylediğini, cinsel şiddet uyguladığını, şüpheci olduğunu, kendi kurguları üzerinden kadını suçladığını belirterek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Şevval’in velâyetinin annesine verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın için 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Süresinden sonra sunduğu beyan dilekçesinde özetle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 09.04.2019 tarih ve 2019/310 Esas, 2019/364 Karar sayılı kararı ile; tarafların mahkemeye sunmuş oldukları anlaşma boşanma protokolü uyarınca 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Şevval lehine 300,00 TL iştirak nafakası ödenmesine ve anlaşma protokolünde kaleme alınan diğer hususlar bakımından protokolün onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili davanın çekişmeli boşanma davası olarak görülmesi istemiyle yapmış olduğu istinaf başvurusu üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 27.09.2019 tarih ve 2019/2184 Esas, 2019/1527 Karar sayılı kararı ile davanın çekişmeli boşanma davası olarak görülerek delillerin toplanıp sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin asabi yapıda bir kişiliği olduğu, kadına sürekli şiddet uyguladığı, kafasında kurguladığı olaylar nedeniyle kadına kötü muamelede bulunduğu, en son yaşanan olayda da kadına fiziksel şiddet uyguladığı böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu yönünde yapılan değerlendirme ile; davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarıca tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporundaki tespitler doğrultusunda ergin olmayan ortak çocuk Şevval’in velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile babası arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 12.500,00 TL maddî, 12.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar ile miktarları bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.11.2022 tarihli ve 2021/1126 Esas, 2022/1703 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, kadının anlaşmalı boşanma davasını kötü niyetli olarak çekişmeli boşanma davasına çevirdiği, yargılama aşamasında evlilik birliği içerisinde alınan araç ve dükkanı muvazaalı şekilde bir başkasına devrettiğini, hükmedilen maddî ve mnaeiv tazminat miktarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve tazminatların miktarı bakımından bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ve kadın yararına hükmedilen tazminatlara ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşti ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.