Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/11426 E. 2023/1385 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11426
KARAR NO : 2023/1385
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/1076 E., 2022/148 K.
DAVA TARİHİ : 19.02.2018
KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen çocukla kişisel ilişki kurulması davasından dolayı verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının kayın validesi olduğunu, müvekkilin oğlu ile davalının evli olduklarını, bu evlilikten 1 müşterek çocukları olduğunu, ancak müvekkilin oğlunun şehit düşerek öldüğünü, oğlu öldükten sonra gelini olan davalının torunlarını müvekkil ve eşiyle 1-2 kere gösterdikten sonra adres değiştirerek sebepsizce görüşmelerine engel olduğu nedenleriyle müvekkili ile küçükler arasında kişisel ilişki tesis edilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesindeki iddialarının asılsız olduğunu, eşi öldükten sonra sık sık görüştüklerini, küçüğün eğitimi için adres değişiklikliği yaptığını, ancak müvekkilinin ve ailesinin telefon numarasının davacıda bulunduğunu, davacının oğlunun ölümünden sonra müvekkiline maddî manevî destekte bulunmadığını, ayrıca küçüğün yaşının olayları algılayabileceğinden babanesiyle kendi isteğiyle görüşmek istemediğini, bu davanın art niyetle açıldığı nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, kişisel ilişki kurulması talep edilen Hüseyin Çağan Taş’ın Yargıtay içtihatları ve Uluslararası Sözleşmeler dikkate alındığında idrak çağında olup kendisiyle ilgili meselelerde beyanlarına itibar edilmesi gerektiğinden bu kapsamda davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili davanın kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.06.2021 tarih, 2020/73 Esas, 2021/996 sayılı kararıyla; davacının, torunu ile görüşmek hakkı ise de kişisel ilişki talep edilen küçük Hüseyin Çağan Taş ‘ın idrak çağında olduğu, sosyal inceleme raporunda uzman eşliğinde alınan beyanında ve mahkemede hakim huzurunda alınan beyanında, babaannesiyle görüşmek istemediğini beyan ettiği gerekçesi ile mahkemenin kararının Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ile yargıtay içtihatlarına uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Dairemiz, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 30.09.2021 tarih 2021/7491 Esas, 2021/6748 Karar sayılı ilamı ile; davacının, torununu görmek ve onunla uygun kişisel ilişki kurmak, torun sevgisini tatmak ve çocuğa da bu sevgiyi vermek hakkıdır. Kişisel ilişki tesis edildiğinde çocuğun huzurunun tehlikeye gireceği ve davacının bu hakkını amacına aykırı kullanacağına dair dosyada delil bulunmamakla birlikte alınan sosyal inceleme raporu da kişisel ilişkinin kurulması yönünde görüş bildirmiştir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Ancak, çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine de karar verilmesi mümkündür. O halde davacı ile torunları arasında, çocuğun eğitim durumunu aksatmayacak, bedeni ve fikri gelişimini olumsuz etkilemeyecek ve davalı annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olmayacak şekilde davacı babaanne ve çocuk arasında uygun süreli kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı gerekçeyle isteğin reddinin doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucunda bozma ilamı doğrultusunda ” her ayın 3. Cumartesi günü saat 10:00 dan pazar günü saat 18.00’a kadar, dini bayramların 3. Günü saat 10:00 dan saat 18:00’a kadar, her yıl Ağustos ayının 1. Günü saat 10:00′ dan 7. Günü saat 18:00′ a kadar, her yıl yarı yıl tatilinin 1.pazartesi günü saat 10:00 dan takip eden perşembe günü saat 18:00’a kadar çoçuğun davacı babannesi yanında kalması sureti ile kişisel ilişki kurulmasına” şeklinde kişisel ilişki tesis edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma kararından sonra araştırma, inceleme yapılmadan, gerekçe göstermeden ilk kararından tamamen farklı olarak karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkemenin bozma kararına hangi yönlerden uyduğunu tek tek kararında yazması gerektiğini ancak yazılmadığını, kararın gerekçesiz olduğunu, çocuğun 2006 doğumlu olup idrak yaşını geçtiğini, yargılamanın tüm aşamalarında Bababananne ile yani babasının ailesi ile görüşmek istemediğini beyan ettiğini, sosyal inceleme raporunda da şahsi ilişki kurulmaması yönünde de beyanda bulunulduğunu çocuğun beyanının ve sosyal inceleme raporunun dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu, kişisel ilişkinin yatılı olarak kurulmasının hatalı olduğunu ve çocuğun psikolojisinin bozulacağını beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, babaanne ile torun arasında kişisel ilişki kurulması şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 325 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 9 uncu ve ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.