Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/11402 E. 2023/2199 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11402
KARAR NO : 2023/2199
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1943 E., 2022/1901 K.
DAVA TARİHİ : 16.02.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/115 E., 2022/407 K.

Taraflar arasındaki yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Mönchengladbach-Rheydt Aile Mahkemesi’nin 22.02.2008 tarihli kararı ile boşandıklarını, mahkeme kararının 23.05.2008 tarihinde kesinleştiğini bildirerek, mahkeme kararının Türkiye’de geçerli olabilmesi için tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini, nüfus kayıtlarının buna uygun düzeltilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin de yabancı mahkeme ilamının tenfizini istediğini, bu nedenle davaya bir itirazları olmadığını, davalının davanın açılmasına sebebiyet vermesinin söz konusu olmaması nedeni ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin müvekkiline yükletilmesi talebini kabul etmediklerini bildirerek, yabancı mahkeme kararının tenfizine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Almanya ile Türkiye arasında hukuki ve fiili karşılıklılık ilkesinin bulunduğu, yabancı mahkeme kararının Türk yasalarına aykırı bir yönünün bulunmadığı, yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfiz şartlarının oluştuğu görülmekle, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’un (5718 sayılı Kanun) 58 … maddesi uyarınca davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ilişkin Almanya Mönchengladbach-Rheydt Aile Mahkemesinin 22.02.2008 tarihli, 23.05.2008 kesinleşme tarihli kararının tanınması ve tenfizine ve ilgililerin nüfusuna tesciline, yargılama giderinin davalıya yükletilmesine ve davacı yararına vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin tanıma ve tenfiz kararına bir itirazlarının bulunmadığını, davanın tespit niteliğinde olduğunu, bu nedenlerle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamaları gerektiğini cevap dilekçesi ve ilk celse de bildirilmesine rağmen gerekçede yer verilmediğini belirterek; yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davacının davasının kabulüne karar verildiği, yargılama sırasında davacının kendisini vekille temsil ettirdiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) alt bendi ve 326 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca davalının yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu olduğu, davalının vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik istinaf isteminin yerinde olmadığı gerekçesi ile davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanıma ve tenfiz kararına bir itirazlarının bulunmadığını bildirdikleri, davanın niteliği itibariyle de tespit davası olduğunu, mahkeme gerekçesinde 6100 sayılı Kanun’un 326 nci maddesinin birinci fıkrasına yer vermişse de, kararda aleyhe verilen bir hüküm bulunmadığını, gerekçenin hatalı olduğunu, bu nedenlerle yargılama gideri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmamaları gerektiğini, itirazlarını cevap dilekçesi ve ilk celse de bildirilmesine rağmen verilen kararın hatalı olduğunu belirterek; yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi davasında davalının cevap dilekçesi ve ilk celse davayı kabul beyanı halinde hükmedilecek yargılama gideri ve vekalet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
5718 sayılı Kanun’un 58 … ve 60 ıncı ve devamı maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 323 üncü, 326 ncı, 312 nci maddesinin ikinci fıkrası, 369 uncu, 370 … ve 371 … maddesi, 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Dava, yabancı mahkeme tarafından verilen boşanma kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkindir. 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi “Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret” başlıklı 6. maddesi “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” hükmüne havidir. Somut olayda; davalı vekili cevap dilekçesinde, yabancı mahkemede verilen boşanma kararının tanınmasını ve tenfizini kabul ettiğini beyan etmiş, İlk Derece Mahkemesi tarafından ön inceleme duruşmasında davanın kabulüne karar verilmiş, davacı yararına tam vekâlet ücretine hükmedilmiş, davalı vekilinin istinaf talep etmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur. Mahkemece davanın ön inceleme duruşmasından önce davalı tarafından kabul edilmesi sebebi ile yarı oranında vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacı lehine tam vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının vekâlet ücreti yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına hükmolunan vekâlet ücretinin miktarı yönünden davalı yararına BOZULMASINA,

3.Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Muhalif)

KARŞI OY

1.MÖHUK’un 54 ve 58 … maddeleri gereğince tanıma ve tenfiz davalarında karşılıklılık, Türk mahkemesinin münhasır yetkisi, kamu düzenine aykırılık koşullarının mahkeme tarafından kendiliğinden dikkate alınması ve bu koşulların gerçekleşmemesi halinde davanın reddedilmesi gereğinden HMK’nın 308/2 maddesi gereğince kabul, hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle davalının kabulünden bahisle yargılama giderleri de kendi içinde bölünerek sadece vekâlet ücretinin davacı lehine yarı oranında verilmesi gerektiğine dair, bozma kararına katılmıyorum.

2.Kaldı ki çoğunluğun benimsediği gibi, davanın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir dava olduğu kabul edildiğinde ise HMK’nın 312/2 maddesi gereğince davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olup, ilk celse davayı kabul etmiş olduğundan yargılama giderleri ve bu meyanda yargılama giderlerine dahil olan avukatlık ücreti ödemeye mahkum edilemez. Somut davadaki yabancı mahkeme ilâmı boşanma ve velâyete ilişkin olduğundan Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 27 … maddesi gereğince yabancı mahkeme kararının idari yoldan nüfusa tescili mümkün olmayıp dava açılarak tenfiz kararı alınması gerekir. Bu nedenle davalının, bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği söylenemez. Bu durumda ise tüm yargılama giderlerinin davalıya yükletilmemesi gerekir. Bu sebeple de sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.