YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11395
KARAR NO : 2023/1740
KARAR TARİHİ : 11.04.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/620 E., 2022/1951 K.
DAVA TARİHİ : 12.03.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 20. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/277 E., 2021/540 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2011 yılından beri evli olduklarını, bu evlilikten çocuklarının bulunmadığı, söz konusu evliliğin müvekkilin ikinci evliliği, erkeğin ise üçüncü evliliği olduğunu, tarafların diğer evliliklerinden çocuklarının bulunduğunu, erleğin ailesine düşkün olması ve evliliğe bu manada müdahale ettirmesi sebeplerinden ötürü de müvekkilin evlilik birliğinde olması gereken sağlıklı ilişkiyi karşı tarafla kurma imkan ve kabiliyetinin zamanla ortadan kalktığını, en sonunda müvekkilin, şiddetli geçimsizliğin ve kavgaların sonucu olarak karşı tarafın da müvekkili evden saldırgan tutumları neticesi zorla evden göndermesi neticesinde, evden ayrılmak zorunda kaldığını, müvekkilin evden ayrılmak zorunda bırakıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkil lehine 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça gerçek dışı iddialarla ve mesnetsiz şekilde davalı aleyhine ikame edilen işbu davanın haksız olup hukuka, usul ve yasaya aykırı bulunduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalıya açık bir kusur yüklenmemekle beraber dava dilekçesinde anlatılan hususların gerçeği yansıtmadığını, evlilik birliğinin bu aşamaya gelmesinde tamamenkadının kusurlu olduğunu, müvekkilin ailesinin bu evliliğe müdahalesinin asla söz konusu olmadığını, müvekkilin bir eş olarak tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, buna karşın davacının evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmemekle beraber dava dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere müşterek konutu 2019 yılının şubat ayında kendi isteği ile terk edip gittiğini, sonra eldeki boşanma davasını açtığını, hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceğini, davacının kusurlu davranışları nedeniyle tarafların halen ayrı yaşamakta olduğunu, müvekkilin, birlikte çaba ve gayret ile bu sürecin de atlatılacağına inanmakta ve kadının hatasını eninde sonunda anlayarak eşine, ailesine ve evine döneceği beklentisi içerisinde olduğunu, davaya konu olayda kadının kusurlu davranışları nedeniyle eşlerin fiilen ayrı yaşadıklarını, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin gerektiğini, davacı tarafın tedbir nafakası için mevzuatta öngörülen koşullar oluşmadığından bu talebin de reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların yaklaşık iki yıldır ayrı yaşadığı, erkeğin saldırgan tutumlar sergileyerek kadını müşterek haneden zorla gönderdiği, kadının kusursuz, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının düzenli ve sürekli bir geliri bulunmadığı, mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelendiği, erkeğin eşine karşı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde derin üzüntü yaratan ve onurunun kırılmasına yol açacak kusurlu davranışının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 500,00 TL’ye çıkartılmasına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafça dayanılmayan bu vakıanın, Mahkemece kendiliğinden hükme esas alınmasına ve erkeğe kusur olarak yüklenmesine imkân bulunmadığını, evlilik birliğinin bu aşamaya gelmesine kadının kusurlarının sebebiyet verdiğini, kadın tarafından gerçek dışı iddialarla ve mesnetsiz şekilde aleyhine ikame edilen iş bu davanın haksız olup hukuka, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, kabul etmemekle birlikte istenen nafaka ve tazminat miktarlarının da fahiş olduğunu, kadının halen başka yerde fiilen çalışmakta olduğunun 09.03.2021 tarihli celsede kendi beyanı ile sabit olduğu ve kadın tanıklarıyla da doğrulanan biçimde aylık 2.000,00 TL işsizlik maaşı aldığı, ayrıca gelir getirici nitelikte mal varlığı bulunduğu dosya kapsamı ile ispat edildiğini, hiç bir geliri ya da malı olmayan eşin, gerek eşler birlikte yaşarken evlilik birliğine parasal katkıda bulunması, gerekse eşler ayrı yaşarken diğer eşin geçimine parasal katkıda bulunması beklenemeyeceğinden kadın lehine hükmedilen nafakaların haksız olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararı tüm yönlerden istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, herhangi bir düzenli ve sabit geliri ile ayrıca malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren ve bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, maddi ve manevi tazminat takdir edilmesinde, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatın miktarlarında her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından usul ve kanuna uygun olan hükme karşı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararı tüm yönlerden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının yüksek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. Mahkemece kadının sürekli ve düzenli bir geliri bulunmadığı, yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebi kabul edilmiştir. Her ne kadar kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında, kadının çalışmadığı, gelirinin bulunmadığı belirtilmiş ise de; Sosyal güvenlik kurumu kayıtlarından kadının düzenli çalıştığı anlaşılmaktadır. O halde, kadının çalıştığı anlaşılan kurumdan gerekli araştırma yapılarak; kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde düzenli ve sürekli bir gelirinin olup olmadığının, işten ayrılmışsa kendi isteği ile mi yoksa zorunlu olarak mı ayrıldığı hususları araştırılarak boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi, gerçekleşecek sonucuna göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünde ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,
3.Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.