YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11384
KARAR NO : 2023/2455
KARAR TARİHİ : 18.05.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/90 E., 2022/1686 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/741 E., 2021/823 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğin tüm, davacı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne yönelik verilen hüküm davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden, davalı erkek vekilinin bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin son dönemlerde kadına ilgisiz ve mesafeli davrandığını, sosyal ortamlardan soyutladığını, kıyafet, giyim kuşamına karıştığını, makyaj konusunda kısıtladığını, erkeğin ve ailesinin kadını yok saydıklarını, … sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, darbe girişiminden sonra davranışlarında tedirgin bir tavır ve stres içine girdiğini, sosyal yaşamdan uzaklaştığını, şüpheli ve korkutucu davranışlar içine girdiğini, kardeşinin tutuklanmasından sonra ailesini bir kenara atıp sürekli kardeşinin ailesiyle ilgilenmeye başladığını, kadını ve evini ihmal ettiğini, maddî imkanlarını kendi ailesine aktarmasının yanı sıra evde depresif tutumlar sergilediğini, kadının hamileliği ile dahi ilgilenmediğini, süreç içinde örgüt üyesi olması şüphesiyle göz altına alındığını, yeni … çocuğu ile bu dönemde eşine destek olmaya çalışan kadına erkeğin ve ailesinin destek olmadıklarını, düşmanca tavır sergilediklerini, tahliye olmasından sonra da kadına hakaret eden ailesinin yanlış tutumlarını desteklediğini, sinir krizleri geçirip kadına ve çocuğuna zarar verebilecek agresif ve hırçın tavırlar sergilediğini, kadının ailesini arayarak kızlarını ve çocuğunu almalarını istediğini, boşanacağını ve intihara kalkışacağını söyleyerek tehditler ettiğini, kadının ailesine sert, saygısız ve gergin yaklaşımlarda bulunduğunu, yoğun psikolojik şiddet uyguladığın, eşyalara zarar verdiğini, bağırdığını, maddî ve manevî zararlar verdiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, TEFE-TÜFE oranında artırım kaydı ile çocuk yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, her iki nafaka için de TEFE-TÜFE oranları ortamasına göre artış yapılmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kadının erkeğin yaşadığı sıkıntılı süreçte evinden uzaklaşarak evi terk ettiğini, asabi ve geçimsiz bir yapıda olduğunu, anne ve babasının evliliğe müdahil olduklarını, cezaevinde bulunan kardeşini ziyarete gitmesini istemediklerini, çevreye karşı … düşürdüklerini, maddî anlamda yetersiz ve güçsüz hissettirdiklerini, kadının erkeği sürekli aşağılayıp eleştirdiğini, ailesine karşı da aynı tutumları sergilediğini, çocukla görüşmelerini engellediğini, kayınvalidesinin üzerine yürüyerek ona hakaret ettiğini, kız kardeşine hakaretvari konuştuğunu, erkeğin kadının ailesiyle görüşmek istemediğini belirterek davacı kadının kusurları nedeniyle tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin kadını tehdit ettiği, evi terk ettiği ve eşine ilgisiz olduğu, davacı kadının ise erkeğin kardeşine hakaret ettiği bu nedenle davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu davacı kadının ise az kusurlu olduğu, kadın yararına tazminat verilmesi şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına tahsilde tekerrür olmamak şartı ile dava tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, hükmedilen bu nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına tahsilde tekerrür olmamak şartı ile dava tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, hükmedilen bu nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin çocuk yararına nafaka, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişkisinin şekli ve süreleri, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatın usul, esas ve miktarları, reddine karar verilen iştirak nafakası ile tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesi, kusurların nitelendirilmesi ile kusur derecesinin tayininde usul ve esas yönlerinden bir isabetsizlik görülmediği, taraflarca öne sürülen ve ispat edilmeyen vakıaların ise mahkemece kusur belirlemesinde nazara alınmamasının yerinde olduğunu, ancak kadın yararına hükmedilen tazminat miktarları ve çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesi ile davacı kadının çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen maddî-manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, davacı kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminat, çocuk yararına, aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının gelecek yıllar için kararın kesinleşme tarihi esas alınarak TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranında artırılmasına, kadının diğer yönlere ilişkin istinaf taleplerinin davalı erkeğin ise İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı tarafın soyut tanık beyanları ile kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, hükmü tümüyle temyiz ettiklerini, davacı kadının çabuk sinirlenen, sinirlerine hakim olamayan bir yapısının olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, çocukla kurulan kişisel ilişkide babalar günü milli bayramlar gibi özel günlerin unutulduğunu, kadın yararına nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu kadının çalışmaya başladığı yine ÜFE artış oranında artışın kira oranlarına dahi uygulanmadığını, davalının mesleğinden ihraç edildiğini geliri bulunmadığını, hükmolunan tazminatların fahiş olduğu, boşanmanın istinafa getirildiği halde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından boşanmanın kesinleştiğinin belirtilmesinin hatalı olduğunu belirterek; hükmün tümü yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin ortak çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı, istinaf edilmeyerek karşı taraf yararına usuli kazanılmış haklara uygun karar verilip verilmediği kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 …, 330 uncu 336 ncı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 … maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3 üncü ve 12 nci maddeleri; Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 … maddesi;
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.