Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/11322 E. 2023/692 K. 23.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11322
KARAR NO : 2023/692
KARAR TARİHİ : 23.02.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Direnme

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına karşı direnme kararı verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı erkek vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve hayata kast, pek kötü muamele ya da onur kırıcı davranış nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesini, ortak çocuklardan Tuana yararına 1.250,00 TL, Muhammed … yararına 1.000,00 TL tedbir nafakası hükmedilmesini, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini, davacı kadın yararına 1.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, davacı kadın yararına faizi ile 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili asıl davaya cevap dilekçesi vermemiş, birleşen dava dilekçesi ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocukların velâyetlerinin davacı babaya verilmesini, çocuklar yararına ayrı ayrı 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini, davacı erkek yararına faizi ile 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.04.2021 tarihli ve 2018/830 Esas, 2021/283 Karar sayılı kararıyla; tarafların birbirlerine karşı fiziksel ve psikolojik şiddet içerir davranışlar sergilediği, aralarında birden fazla kez darp olayının gerçekleştiği, tarafların birbirlerini darp etmesi ve hakaret eylemleri sonucu yargılandıkları ve ceza aldıkları, aralarında yaşanan son tartışma sonucu tarafların birbirlerine ve karşılıklı ailelerine hakaret ettikleri, bu nedenle boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı 250,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakasının, davacı-davalı kadın yararına 300,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakasının davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına verilmesine, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli ve 2021/746 Esas, 2022/69 Karar sayılı kararıyla; … 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.09.2014 tarih ve 2014/36 E. sayılı ceza dosyasında tarafların karşılıklı basit yaralama suçundan ceza aldıkları, ancak bu olay sonrası tarafların barıştığı ve birlikte yaşamaya devam ettiği, bu durumda affedilen en azından hoşgörüyle karşılandığı kabul edilen bu olayın taraflara kusur olarak yüklenmesinin mümkün bulunmadığı, ancak 2015 tarihinde çıkan tartışma sonucu erkeğin eşinin yaraladığı, bu nedenle yargılanıp ceza aldığı, buna karşılık aynı dosyada kadının eylemi hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu olay sonrası tarafların ayrı yaşamaya başladıkları, davacı-davalı kadının tepki niteliğinde olan fiziksel şiddet eyleminin kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, tanık beyanlarına göre erkeğin sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, eşine hakaret ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği ve güven sarsıcı davranışlar içine girdiği, buna karşılık davacı-davalı kadının da eşine ve eşinin annesine hakaret ettiği, eşini çalıştığı işyerlerine şikayet ederek onu küçük düşürdüğü, ileri sürülen diğer iddiaların ise ispatlanmadığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadının az, davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, davacı-davalı kadın vekilinin tazminatlar ve nafakalara yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren faizi ile 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı 250,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra ayrı ayrı 400,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, davacı-davalı kadın için 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra 500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 28.06.2022 tarihli ve 2022/3236 Esas 2022/6368 Karar sayılı ilamı ile, davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın fazla olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflara yüklenen ve kesinleşen kusurların niteliği, evliliğin fiilen 10 yıl sürdüğü, davacı-davalı kadının boşanma sonucu haleldar olan mevcut ve beklenen menfaatleri, paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi değerlendirildiğinde davacı-davalı kadın lehine hükmedilen 25.000,00 TL maddî tazminatın uygun olduğu gerekçesi ile Dairemizin bozma ilamına karşı direnilmesine, davacı-davalı kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,000 TL maddî tazminatın boşanma kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-davacı erkekten alınarak, davacı–davalı kadına verilmesine, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının çelişkili olduğunu, direnilen kısmın maddî tazminat mı, manevî tazminat mı olduğunun açıkça belirtilmediğini, davalı-davacı erkeğin hükmedilen maddî tazminatı ödeyebileceği ekonomik gücünün olmadığını, davalı-davacı erkeğin mevcut ekonomik durumunun araştırılmadığını, hükmedilen maddî tazminatın fahiş olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede;
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.