Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/11314 E. 2023/3790 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11314
KARAR NO : 2023/3790
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/240 E., 2022/2672 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 3. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince tazminatların ve nafakaların miktarlarına ilişkin olarak verilen hüküm davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiş, erkeğin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir. Bu nedenle davacı kadın vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü::

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evliliğin ilk zamanlarından beri davalının müvekkiline karşı hakaret ve iftiralarda bulunduğunu, şiddet uyguladığını, davalının davacıyı defalarca başka kadınlarla aldattığını, en son Meliha isimli kadınla aldattığını,davalının müvekkiline sinkaflı kelimeler kullanarak manevi olarak zorda bıraktığını, davalının sürekli olarak tartışma çıkardığını, bu nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 161,162,163 ve 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması, hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış, suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme ve zina nedenleriyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilerek çocuk lehine aylık 3.000,00 TL tedbir/iştirak nafakasına, davacı kadın lehine 200.000,00’er maddi-manevi tazminat ile aylık 5.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki tüm iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacı eşin sürekli problem çıkardığını, evin huzurunu kaçırdığını, agresif tavırları ve dedikodularının eksik olmadığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalının imam nikahlı yaşadığı…yı ortak konuta getirdiği ve beraber yaşamaya başladıklarının dinlenen tanık beyanları ile ve bu kadından da üç çocuğunun olduğunun nüfus kayıtları ile sabit olduğu, davalının davacıya şiddet uyguladığı, boşanmaya neden olan olaylarda yukarıda belirtildiği şekilde davalı kocanın tam kusurlu olduğu kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca zina nedeniyle açılan davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 162 ve 163 üncü maddeleri uyarınca açılan davalarının reddine, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilerek davalı baba ile aralarında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk lehine 300,00 TL olarak takdir edilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesiyle aylık 700,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, davacı lehine aylık 400,00 TL olarak takdir edilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesiyle aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı lehine 30.000,00’er TL maddi-manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın eşin müvekkiline karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı davranma iddiasının tamamen kıskançlık problemlerine dayandığını, şiddet uygulamadığını,tanık beyanlarının duyuma dayandığını,davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmeyeceğini, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı gerekçesi ile boşanma hariç tüm yönlerden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın eşin müvekkiline karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı davranma iddiasının tamamen kıskançlık problemlerine dayandığını, şiddet uygulamadığını,tanık beyanlarının duyuma dayandığını,davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmeyeceğini, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı gerekçesi ile boşanma hariç tüm yönlerden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı kadın vekilinin tazminatların ve nafakaların miktarlarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.