YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11295
KARAR NO : 2023/1967
KARAR TARİHİ : 26.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1724 E., 2022/1724 K.
DAVALILAR : 1-… vekili Av. …
2- …
DAVA TARİHİ : 30.12.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/827 E., 2022/390 K.
Taraflar arasındaki çocuğun annenin soyadını kullanmasına izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/106 Esas ve 2020/73 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocukları 24.05.2017 doğum tarihli Kaan …’in velâyetinin müvekkiline verildiğini, velâyeti müvekkiline verilen müşterek çocuğun soyadının müvekkilinin soyadından farklı olması nedeni ile yakın zamanda okula başlayacak çocuğun sorunlar yaşacağını, günlük işlemlerde davacının da sürekli boşanma kararını ibraz etmek durumunda kaldığı, davalı babanın müşterek çocukla kişisel ilişkilerinin iyi olmadığını, çocukla uzun süredir görüşmediğini, velâyet yetkisi kapsamındaki bu talebini kabulü gerektiği, Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda ki iptal ve bireysel hak ihlali kararlarının talebini destekler mahiyette olduğunu, müşterek çocuğu olan Kaan …’in nüfus kütüğünde “İNCİ” olan soyadının, müvekkili olan annesinin soyadı olan “…” olarak değiştirilmesini, yargılama giderlerinin davalıya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının asılsız olduğunu, 4 yaşındaki bir çocuğun soyadının farklı olduğunun algılayabilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, soyadının değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olamayacağı, müvekkilinin yeterli şekilde çocukla kişisel ilişki kurduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çocuğun dava tarihinde yaklaşık 3,5 yaşında olduğu, davacı ve müşterek çocuğun … ilinde birlikte yaşadıkları, davalı …’in ise … ilinde ikamet ettiği, alınan sosyal inceleme raporu nazarında çocuğun “İNCİ” soyadını kullanmakta herhangi bir rahatsızlığının olmadığı ve soyadı olarak kabul ettiği, tanıkların beyanlarından müşterek çocuğun annesi ile kendisinin soyadının farklı olması durumunun çocuğun ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediğine ya da soyadının arkadaşları arasında alay konusu olduğuna dair başkaca bir delilin bulunmadığı, davalı tanıklarının beyanlarından davalı babanın çocuk ile ilgilendiği, nafakasını ödediği, çocuğun davalı babasının soyadını kullanmasının çocuğun yüksek menfaatine ters düşmediği, çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinde çocuğun üstün yararı olduğu hususunun da kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karar gerekçesinde çocuğun üstün yararına ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğu, ortak çocuk ile soyadlarının farklı olmasından dolayı zorluk çekildiği ve çocuğun arkadaşları ile tartışmalar yaşadığının ispatlandığı, davanın kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile kararın kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanma sonucu velâyet kendisine verilen annenin makul ve haklı sebeplere dayalı olması halinde çocuğun soyadının değiştirilmesini istemesinin mümkün olacağı, davacı kadının iddialarını ispatlayamadığı, velâyet hakkının anneye verilmiş olmasının tek başına çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılamayacağı, davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararında çocuğun üstün yararına ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğu, ortak çocuk ile soyadlarının farklı olmasından dolayı zorluk çekildiği ve çocuğun arkadaşları ile tartışmalar yaşadığının ispatlandığı, benzer durumda açılan davaların kabul edildiği, işbu davanın da kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çocuğun annenin soyadını kullanmasına izin davasında, haklı sebebin varlığı ve çocuğun üstün yararının gerçekleşip gerçekleşmediği davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10 uncu ve 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol 5 inci maddesi, Anayasa Mahkemesi’nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı iptal kararı. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.