Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/11253 E. 2023/1096 K. 16.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11253
KARAR NO : 2023/1096
KARAR TARİHİ : 16.03.2023

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.

Davalı kadın vekilinin 23.10.2022 tarihli tavzih talebi üzerine, Mahkemece 11.10.2022 tarihli ek karar ile tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

11.10.2022 tarihli ek karar davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1974 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, tarafların anlaşamadıklarını ve tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş olup davacı erkek, Mahkemece yapılan 22.07.2015 tarihli duruşmada alınan beyanında; davalı kadınla anlaşamadıklarını, boşanmak istediğini, protokol hükümleri gereği tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiş olup davalı kadın, Mahkemece yapılan 22.07.2015 tarihli duruşmada alınan beyanında; davacı erkekle anlaşamadıklarını, boşanmak istediğini, protokol hükümleri gereği tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
1.Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, davalı kadın yararına dava tarihinden itibaren 04.07.2015 tarihine kadar aylık 4.000,00 TL, … bu karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası, kararın kesinleşme tarihinden itibaren aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasına her yılın başından itibaren açıklanan ÜFE oranında artış yapılmasına, … İli … İlçesi 1. Bölge Rumeli hisarı Mahallesi 643 ada 93 parselde bulunan zemin kat üç numaralı bağımsız bölümde davalının bir bölü iki hissesinin tarafların ortak çocuğu Pelin İstanbullu Büyüksaraç adına tapuda devir ve tesciline, intifa hakkının davacı erkeğe verilmesine, tarafların birbirlerinden başkaca nafaka ve maddî, manevî tazminat talepleri olmadığından bu hususlarla ilgili karar verilmesine yer olmadığına ve protokol hükümlerinin aynen onaylanmasına karar verilmiştir.

2.Davalı kadın vekilinin 23.10.2022 tarihli dilekçesinde yoksulluk nafakasına artış hükmünün tereddüt yarattığından bahisle tavzih talebi üzerine, Mahkemece 11.10.2022 tarihli ek karar ile, Mahkemece anlaşmalı boşanmaya dair verilen hükmün temyiz edilmeden kesinleştiği, davalı kadının tavzih talebinin kabulüne karar verilmesi durumunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesine aykırılık oluşturacağı anlaşıldığından tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen 11.10.2022 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, tarafların anlaşmalı boşanmalarına dair verilen kararda, nafakaya her yılın başından itibaren açıklanan ÜFE oranında artış yapılmasına karar verildiği, ancak hükmün icrası sırasında tereddüt oluştuğu, nafaka tutarına hangi tarihten itibaren artış uygulanması gerektiği konusunda Mahkemece karar verilmesi gerektiği belirtilerek ek kararın tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasına ve artışına yönelik hükmün infazında tereddüt bulunup bulunmadığı, tavzih talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 305 inci maddesi ve 306 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
6100 Sayılı Kanunu’nun 305 inci maddesinde tavzihin hangi şartlarda ve nasıl yapılacağı düzenlenmiştir. Buna göre, hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Mahkemece, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına artış uygulanmasına dair hüküm fıkrasının infazında tereddüt bulunduğu görülmekle, davalı kadın vekilinin tavzih isteminde bulunmasında hukuki yararı bulunmaktadır. Netice itibariyle, Mahkeme kararında kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası tutarına hangi tarihten itibaren artış uygulanması gerektiği ile ilgili karar açıklanmaya muhtaç olduğu ve infazının tereddüte mahal vermeyecek şekilde sağlanması için tavzih koşulları oluştuğundan davalı kadın vekilinin tavzih talebinin kabulü ile kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasına ilişkin hüküm fıkrasının infaz edilebilir hale getirilerek düzeltilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkemenin 11.10.2022 tarihli ek kararının BOZULMASINA

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

İşbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.