Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/11219 E. 2023/2321 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11219
KARAR NO : 2023/2321
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2065 E., 2022/2086 K.
DAVACI-DAVALI : … vekili Av. …
DAVALI-DAVACI : … vekili Av. …
DAVA TARİHİ : 18.08.2021- 07.09.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yahyalı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/261 E., 2022/191 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesi ile süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı- karşı davacı erkeğin müvekkilini annesi ile birlikte oturmaya zorladığını, müvekkilinin çocuk sahibi olmak istemesine zorluklar getirdiğini, aşırı el yıkama rahatsızlığı olduğunu, bunu sakladığını, müvekkiline hakaret ettiğini ve müvekkilini aşağıladığını, erkeğin ailesinin evliliğe aşırı müdahale ettiğini; erkeğin; müvekkilinin annesine gitmesine karşı çıktığını, müvekkilini boşayacağını söylediğini, müvekkilini ortak konuttan kovduğunu, müvekkilinin arkadaşları ile ve ailesi ile görüşmesini kısıtladığını, son ayrılıklarında eline ne geçirirse müvekkiline fırlattığını, müvekkilinin üzerine yürüdüğünü ve hakaret ettiğini, müvekkilinin polis çağırdığını belirterek tarafların evlilik birliğini sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının; kazancını ortak konuta harcamadığını, “Onlar benim kazancım, altınlar hayat sigortam” , “Sen ne biçim erkeksin, erkeklik gururun yok mu, utanmıyor musun” şeklinde sözler sarfettiğini, yakışıksız ve aşağılayıcı sözler söylediğini, ortak tanıdığa “İstanbul’dan bir koca bul” gibi sözler söylediğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğini sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafları yaşamış oldukları anlaşmazlıklar çerçevesinde birbirlerine karşı bir eşte olması gereken saygı, anlayış ve … niyet duygularını yitirmiş oldukları, tanık beyanları ile sabit olduğu üzere tarafların tartışmaları esnasında birbirlerine karşı hakaret yağdırdıkları; erkeğin kadına; kadının ise erkeğin kız kardeşine karşı “orospu” ifadesini kullandıkları, özetle maddî zorluklarla başa çıkma, beraber vakit geçirme, çocuk sahibi olamama gibi her ailede yaşanabilecek ve tartışma konusu olabilecek meselelerde medeni bir şekilde sorunlarını çözmek yerine sürekli birbirlerini suçlayarak, hakaret ederek, birbirlerini yıpratarak her iki tarafın da evlilik müessesesini sürdürülemez hale getirme konusunda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, kadının koşulları oluşmayan nafaka ve tazminat taleplerinin reddine, erkeğin koşulları oluşmayan tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin tazminat talepleri ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin … olmadığını belirterek; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadının kusurlu olduğunu belirterek; kadının davasının kabulü ile kusur belirlemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin; eşinin sürekli kök ailesine gitmeye, onlarla zaman geçirmeye zorladığı, annesinin ve ailesinin sözleri ile eşine hakaret ederek tartışma çıkardığı, eşine sürekli hakaret ettiği, boşayacağını söylediği, hastalık derecesinde temizlik takıntısı bulunduğu, eşine hakaret ederek onu evden kovduğu, eşine tabure fırlattığı, bu davranışları ile ağır kusurlu olduğu; kadının ise kazancını ortak konutun ihtiyaçlarında kullanmak istemeyerek kazancın sadece kendisine ait olduğunu söylediği, eşinin kök ailesi ile görüşmesini istemediği, eşine “sen erkek misin” şeklinde aşağılayıcı sözler sarf ettiği, ortak tanıdığa “bana İstanbul’dan koca bul, şundan kurtulayım” şeklinde söylemlerde bulunduğu, bu davranışları ile az kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin vakıa belirlemesine, kadının ise vakıa ve kusur belirlemesi ile reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kusurlu vakıaların yukarıda açıklandığı şekilde düzeltilmesine erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespitine, 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince eşinin maddi desteğini yitiren ve kişilik hakları zedelenen davacı- karşı davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminat koşullarının oluştuğu kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; kadının çalışıyor olması ve kazancının erkeğin kazancı ile eş düzeyde olması, boşanmakla yoksulluğa düşmeyecek olması nedeniyle tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı belirtilerek tarafların sair istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin tedbir ve yoksulluk nafası taleplerinin reddinin … olmadığını belirterek; reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiğini belirterek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklanığı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin ve miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’un (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 … maddesi, 176 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 … maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 … maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.