YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11204
KARAR NO : 2023/2065
KARAR TARİHİ : 02.05.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2181 E., 2022/2169 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/696 E., 2022/417 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin eski eşinin evlatlık çocuğa uyguladığı şiddet, işkence ve kötü davranışları sebebiyle çocuğun psikolojisinin bozulduğunu ve yaşananlar sebebiyle yaşadığı travmayı atlatamadığını, evlatlık çocuğun bu yaşadıkları sebebiyle kadını bir türlü kabullenemediğini, tarafların evliliğinde çocuğun müvekkili hakkında yalanlar söylediğini, müvekkilinin kendini bir türlü eşine inandıramadığını, evlatlık çocuğun tedavi ettirilmediğini, sorunun çözümü noktasında erkeğin ve ailesinin kayıtsız kaldığını, bir süre sonra çocuğun daha büyük yalanlar söylediğini, müvekkilinin hiç bir sözüne inanılmadığını, erkeğin cinsel yönden tatmin olmayan istekleri ve isteklerinin yerine gelmemesi sonucunda uygulanan şiddet ve tecavüzün müvekkilin evliliğinin çekilmez bir hal almasına neden olduğunu, ters ilişki noktasındaki ısrarı ve istediği olmayınca zor kullanarak istediğini elde etmesi, müvekkili psikolojik olarak yıprattığını ve manen çökerttiğini, bunun yanında erkeğin eski eşinin müvekkilini tehdit ettiğini, tarafların komşularının eski eş tarafından kışkırtılıp müvekkilinin oturduğu binada karaladığını, erkeğin tüm bunlara seyirci kaldığını, müvekkilimi hiç bir konuda savunmadığını belirterek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, her iki tarafında ikinci evliliği olduğundan müvekkilin karşı tarafın tüm isteklerini yerine getirdiğini, eski eşinden anlaşmalı olarak boşandığını ve tekrar görüşmediklerini, müvekkilin, kadına evlatlığına ilişkin hassasiyetini ve müşterek haneyi birlikte paylaşacaklarını dile getirdiğini, taraflar, cinsel hayatlarında kendi istekleri doğrultusunda hareket ettiklerini, hatta kadının vajinoplasti ameliyatı hakkında araştırma yaparak, müvekkile ameliyat olmak istediğini ve bu ameliyatın maliyetinin 8.000,00 TL olduğunu dile getirdiğini, kadının müşterek yaşama ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve müvekkilden sürekli maddî taleplerde bulunmasının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğunu, müvekkilin çocuğu S.D.’nin kadın ile yalnız kaldığında türlü baskılara, tehditlere ve şiddete maruz kaldığını, asıl amacının çocuğun psikolojisinin bozulduğunu ileri sürerek, evden göndermek ve evin tapusunu tek başına edinmek olan kadının eylemlerinde tam kusurlu olduğunu, bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının eşinin evlatlık edindiği çocuğa kötü davrandığı, ilgilenmediği ve şiddet uyguladığı, erkeğin eski eşinin, eşine karşı tehditlerine ve komşuların eşini karalamasına sessiz kaldığı, eşine cüzi miktarda harçlık verdiği, evlatlık edinilen çocuktan yana tavır alarak kadının yanında olmadığı, meydana gelen geçimsizlikte erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maddî ve hukuki denetim yapılarak yerel mahkemenin karşı davanın kabulüne ilişkin kararı ile asıl davada maddî ve manevî tazminat miktarı ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-kaşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eski eşinin, kadına karşı tehditlerine ve komşuların eşini karalamasına sessiz kaldığı, kadına cüzi miktarda harçlık verdiği, erkeğin evlatlık edinen çocuktan yana tavır alarak eşinin yanında olmadığı, kadının ise eşinin evlatlık edindiği çocuğa kötü davrandığı, ilgilenmediği ve şiddet uyguladığı, ayrıca erkeğin eski eşini arayarak ona hakaret ettiği, tartışma yarattığı, tarafların evliliğinin sonlanmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceği, kadın yararına 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesinde, yine geçimini sağlamakta yeterli geliri ve hiç bir malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda daha fazla kusurlu olmadığı belirlenen kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının yetersiz olduğu gerekçesiyle, kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilerek kadının yoksulluk nafaksının miktarı, erkeğin kusur belirlemesi ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf taleplerinin kabulüne, tarafların diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; dinlenen tanıkların tamamının beyanının duyuma dayalı olduğunu, erkeğin delil listesinde S.T.D’nin ismine yer verilmediğini, delil listesinde yer verilmeyen bir kişinin tanık olarak dinlenmesinin usul hukukuna uygun olmadığınını, erkeğin müvekkil ile barışmak ve tekrar bir araya gelmek için gayret ve çaba sarf ettiğini, erkeğin tam kusurlu olduğunu, ayrıca müvekkilinin çalışmayan bir bayan olduğu, ekonomik olarak bağımsız olmadığının maddî ve manevî tazminatın belirlenmesinde dikkate alınmadığını, ayrıca hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının da hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, reddedilen tazminat talepleri ile nafakaların miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğe izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığını, kadın ağır kusurlu olduğu için lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, evlilik birliğinin kadının kusurlu hareketleri nedeni ile sona erdiğini, asıl davanın reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinde hukuki isabet bulunmadığını ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünü ve nafakalara hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tarafların tazminat taleplerinin reddi ile nafakaların miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 … maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 … maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.