Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/11070 E. 2023/1901 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11070
KARAR NO : 2023/1901
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/408 E., 2022/1771 K.
DAVACI-DAVALI : … vekili Av. …
DAVALI-DAVACI : … vekili Av. …
DAVA TARİHİ : 02.08.2018-07.09.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında
hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesi ile süresinde verdiği birleşen davaya cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davalı kadının müvekkiline hakaretler ettiğini, sürekli argo konuştuğunu, eve gelen akrabaların ve misafirlerin cüzdanlarından para aldığını, müvekkilinin ailesine kötü davrandığını, tarafların 17 yaşındaki ortak çocuğu …’in erkek arkadaşının eve gelmesine izin verdiğini, taraflar arasında çıkan tartışmada cama çıkıp intihar etmeye çalıştığını, kadının ailesinin müvekkilini darp ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; davacı erkeğin sürekli müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, bankada çalıştığı sırada reşit olmayan bir kıza cinsel istismarda bulunduğu gerekçesi ile işten atıldığını, sadakatsiz olduğunu, son zamanlarda sürekli müvekkilini istemediğini söylediğini; müvekkiline fiziksel ve sözlü olarak şiddet uyguladığını, evden kovduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların her biri için aylık ayrı ayrı 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 30.01.2019 tarih ve 2018/700 Esas, 2019/66 Karar sayılı kararı ile kadının; eşinin ve yakınlarının parasını ve değerli eşyalarını sürekli almak sureti ile eşini zor durumda bıraktığı, ona saygısız davrandığı, hakaret ettiği, genç kızlarının erkek arkadaşını eve almak sureti ile evde dedikodulara sebebiyet verdiği ve eşini rahatsız ettiği, en son ayrılık aşamasında da yakınları ile birlikte kocasını dövdüğü; erkeğin ise karısına hakaret ettiği, iş yerinde küçük yaştaki kıza cinsel tacizde bulunmak sureti ile işini kaybedip ceza evine girdiği, bu suretle ailesini, eşini küçük düşürdüğü, en son ayrılışta da eşine fiziksel şiddet uygulayıp annesinin evine bıraktığı, yine usulsüz işlemleri nedeni ile ailenin oturmakta olduğu konutu borcu kapatmak adına devrederek aileyi maddî anlamda zora soktuğu; erkeğin kadına göre daha ağır kusurlu olduğu belirtilerek asıl ve birleşen davaların kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 2001 doğumlu … ile 2005 doğumlu … …’nın velâyetlerinin babalarına, 2014 doğumlu … ile 2016 Doğumlu …’nin velâyetlerinin annelerine verilmesine, karşılıklı kişisel ilişki tesisine, … ve … lehine ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın lehine 10.000,00 TL maddî,10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri ve velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 23.10.2020 tarih ve 2019/1556 Esas, 2020/1774 Karar sayılı kararı ile somut olayda; davalı-davacı kadının … 2. Aile Mahkemesinin 2018/799 E Sayılı dosyası ile boşanma ve fer’îlerine ilişkin dava açtığı, İlk Derece Mahkemesinin 10.09.2018 tarihinde eldeki dosya ile birleştirme kararı verdiği, birleşen dosyaya ilişkin dilekçe teatisi aşamasının yapılmadığı, bu şekilde davacı-davalı erkeğin savunma hakkının kısıtlandığı; o halde, davacı-davalı erkeğe birleşen dava dilekçesinin tebliği sağlanıp, dilekçeler teatisi bitirilip, ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama yapılıp, sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediği belirtilerek erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kesinleşen kısımlar dışındaki kusur belirlemesi, ve hükmedilen tazminatlara ilişkin hükümlerinin kaldırılmasına, yukarıdaki açıklamalar ışığında usule uygun şekilde yargılama yapılıp sonucu uyarınca karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf taleplerinin ise bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşine hakaret eden, iş yerinde küçük yaştaki kıza cinsel tacizde bulunmak sureti ile işini kaybedip ceza evine giren, bu suretle ailesini, eşini küçük düşüren, en son ayrılışta da eşine şiddet uygulayıp annesinin evine bırakan, eşine istemediğini söyleyip evden kovan, teyzesi ve annesinin ortak hesabındaki parayı teyzeden habersiz çekerek güven sarsıcı davranışlarda bulunan erkeğin; eşinin yakınlarının parasını ve değerli eşyalarını sürekli almak sureti ile eşini zor durumda bırakan, eşine ve ailesine saygısız davranan, hakaret eden, genç kızlarının erkek arkadaşını eve almak sureti ile evde dedikodulara sebebiyet veren ve eşinden habersiz müşterek çocuk ile erkek arkadaşını nişanlayan, ortak çocuklara kötü davranan, en son ayrılık aşamasında da yakınları ile birlikte eşine fiziksel şiddet uygulayan kadına göre daha ağır kusurlu olduğu kanaatine varılarak tarafların boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili; kadının davasının kabulün hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tanık beyanlarına ve delillere göre kadının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin doğru olmadığını, müvekkili yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi gerektiğini, müvekkili hakkındaki ceza dosyasının temyiz aşamasında olduğunu, mağdurun cinsel taciz olayını inkar ettiğini ve şikayetinden vazgeçtiğini, yargılama tamamlanmadan müvekkilinin bu sebeple kusurlu bulunmasının masumiyet karinesini ihlal ettiğini belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Dairenin 23.10.2020 tarih ve 2019/1556 Esa,s 2020/1774 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının sadece kusur belirlemesi ve hükmedilen tazminatlara ilişkin kısmı kaldırılmış olmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararda yeniden tarafların boşanma davalarının kabulüne karar verilmesinin doğru bulunmadığı belirtilerek davacı-davalı erkeğin bu hususa yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasından asıl ve birleşen davaya yönelik 1.bentlerin kaldırılmasına; ayrıca İlk Derece Mahkemesince verilen 30.01.2019 tarihli kararda, kadın yararına hükmedilen tazminatlara ilişkin faize hükmedilmediği, ancak kadın tarafından da bu hususun istinaf edilmediğinin anlaşılmasına göre bu husus erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, yeniden verilen kararda kadın lehine hükmedilen tazminatlara faiz uygulanması da doğru olmadığından davacı-davalı erkeğin bu hususa yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasından asıl davaya yönelik 5.bendinin faize ilişkin bölümünün kaldırılmasına; ağır kusurlu erkeğin tazminat taleplerinin reddinde, lehine yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinde ve miktarlarında isabetsizlik olmadığı belirtilerek erkeğin sair istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili; istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve reddedilen kendi tazminat talepleri yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; karşılıklı açılan boşanma davalarında kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarları, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.