Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/11035 E. 2023/3705 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11035
KARAR NO : 2023/3705
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2680 E., 2022/2107 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer’ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2019 yılı sonlarına doğru evlendiklerini, 02.10.2020 doğumlu … isimli ortak çocuklarının bulunduğu, tarafların fiilen 5 ay beraber yaşadığını, erkek eşin bağımsız konut açmadığını, müvekkilinin, eşinin erkek kardeşleri ile birlikte yaşamak zorunda kaldığını, müvekkiline şiddet uyguladığı, hakaret ettiğini, müvekkilinin hamile hali ile eşinin elinden zor kurtulduğunu ve bu nedenle ailesinin yanına gittiğini, müvekkilinin ortak çocuğu ailesinin yanında doğurmak durumunda kaldığını, bu süre içerisinde ise erkek eşin maddî yardımda bulunmadığını, müvekkilinin ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını karışılamadığını, evlilik birliğinin temelden sarsıldığını beyanla, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin, davacı kadını darp ettiği, davacı kadının ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı, davalı erkeğin bu eylemleri ile tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına,ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine aylık 200,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek, davacı eşinin iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediğini, eşine şiddet uygulamadığını, eşinin evi kendi babasının isteği üzerine terk ettiğini, tanık beyanlarını gerçek olmadığını ve kabul etmediğini, yabancı uyruklu olduğunu ve iş bulmadığını, bir gelirinin olmadığını, nafaka ve tazminatları ödeyecek gücünün bulunmadığını beyanla, davanın kabulü, boşanma hükmü, kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin mahkemece kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının ispatlanmış bir kusurunun olmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, Kanun’un olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, mahkeme kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, ortak çocuğun ihtiyaçları, günün ekonomik koşullarına göre, davacı kadın ve ortak çocuk lehine takdir edilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile tazminatların miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek, davacı eşinin iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediğini, eşine şiddet uygulamadığını, eşinin evi kendi babasının isteği üzerine terk ettiğini, tanık beyanlarını gerçek olmadığını ve kabul etmediğini, yabancı uyruklu olduğunu ve iş bulmadığını, bir gelirinin olmadığını, nafaka ve tazminatları ödeyecek gücünün bulunmadığını beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü, boşanma hükmü, kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında yabancılık unsuru nedeniyle Türk Hukukunun mu yoksa tarafların milli hukukunun mu uygulanacağı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının yüksek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
5718 sayılı Milletler arası Özel Hukuk Usulu Kanunu (5718 sayılı Kanun) 1 inci maddesi, 2 nci maddesi, 5 inci maddesi. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
1.Dava dilekçesinde tarafların 2019 yılı sonlarında evlendiklerinin belirtildiği, Göç İdaresi Başkanlığından gönderilen belgelerden tarafların 2019 yılında Türkiye’de bulundukları, dosya içerisinde herhangi bir evlilik belgesinin ise bulunmadığı ve evlilik tarihinin belirlenmediği anlaşıldığına göre, Mahkemece tarafların evli olup olmadıklarına ve hangi ülkede evlendiklerine ilişkin evlilik belgesi araştırılıp evlilik tarihi de belirlenmeden yapılan yargılama ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

2.Kabule göre de; taraflar Suriye vatandaşı olup, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu hükümlerine göre geçici koruma statüsünde yer almaktadır. Buna göre dava, tarafları bakımından “yabancılık” unsuru taşımaktadır. Bu durumda davada uygulanacak hukuk, 5718 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi hükümlerine göre tespit edilecektir. Bu Kanuna göre, boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tabidir. Tarafların ayrı vatandaşlıkta bulunmaları halinde müşterek mutat mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk hukuku uygulanır Hakim, Türk Kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygular. Bu hususta yetkili yabancı hukukun muhtevasının tespitinde tarafların yardımını isteyebilir. Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi halinde Türk hukuku uygulanır. Uygulanacak yabancı hukukun kanunlar ihtilafı kurallarının başka bir hukuku yetkili kılması, sadece kişinin hukuku ve aile hukukuna ilişkin ihtilaflarda dikkate alınır ve bu hukukun maddî hukuk hükümleri uygulanır. Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hallerde, Türk hukuku uygulanır.
Tarafların ikisi de Suriye uyruklu olduklarına göre, boşanma sebepleri bakımından müşterek milli hukuklarının araştırılarak öncelikle bu hukukun uygulanması, yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi ya da tespit edilen yabancı hukukun Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde Türk hukukunun uygulanması gerekirken, tarafların müşterek milli hukukları araştırılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.