Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10960 E. 2023/2228 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10960
KARAR NO : 2023/2228
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/225 E., 2022/882 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/638 E., 2019/743 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve kararda belirtilen ziynet eşyalarının kadına iadesine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi ziynet alacağı davası yönünden başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar vermiş; velâyet, kişisel ilişki ve çocuk lehine hükmedilen nafakalar yönünden ise kararda belirtilen eksiklikler tamamlanarak karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine ve davalı erkeğin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden, davalı kadın vekili tarafından ise ziynet alacağı davasının kısmen reddine yönülik temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalı erkek ziynet alacağı davası yönünden hükmü temyiz etmediğine göre, ziynet alacağı davası yönünden kadının katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır. Katılma yolu ile temyize başvuran kadın ziynet alacağı davası yönünden hükmü temyiz edemeyeceği gibi, dosya içeriğine göre reddedilen ve kadın tarafından temyize konu edilen 17 adet çeyrek altının değeri Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin de altındadır. Bu itibarla, kadının reddedilen ziynet alacağı taleplerine dair temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkeğin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin eve geç geldiğini, eşi ve çocuğuyla ilgilenmediğini, geç gelmesi konusunda yalanlar söylediğini, başka kadınla ilişki yaşadığını ve durumun ortaya çıkmasından sonra evi terk ettiğini, bir yıl sonra eve döndüğünü, tarafların barıştıklarını ancak 2015 yılında yeniden evi terk ederek boşanma davası açtığını, açtığı davanın reddedildiğini, evin ihtiyaçlarını karşılamadığından kadının evlere temizliğe gitmeye başladığını, taraflar arasında sevgi ve saygı kalmadığını, evlilikte tarafların birbirini rencide edici söz ve davranışlardan kaçınmalarının gerekli olduğunu, düğünde takılan ziynet eşyalarının alındığını ve iade edilmediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ile dilekçede belirtilen ziynet eşyalarının aynen teslimine, aynen teslim mümkün olmadığı takdirde şimdilik 5.000,00 TL bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili 30.12.2018 tarihli dilekçesiyle ziynet alacağı davasını ıslah etmiş ve ziynet eşyalarının aynen teslimini, aynen teslim mümkün olmadığı takdirde 17.043,00 TL bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Dava dilekçesi davalı erkeğe 26.08.2017’de usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı erkek süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine psikolojik ve fiziksel şiddet uygulayan, onu aşağılayan, hakaret ve küfür eden, birlik görevlerini yerine getirmeyen, eşine ve çocuğuna zaman ayırmayan erkeğin tam kusurlu olduğu, çocuğun anne yanında olup anneye alışkın olması nedeniyle velâyetinin anneye verilmesinin … yararına olduğu ve kadın lehine tazminat ve nafakalara hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki kurulmasına, aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile aylık 1.000,00 TL tedbir ve 750,00 TL yoksulluk nafakasının ve 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine ve ziynet alacağı davasının kabulü ile kararda belirtilen ziynetlerin kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun ispatlanmadığını, tanığının dinlenmediğini, kadın lehine tazminat ve nafakalara hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşmadığını, kadının çalıştığını ve yoksulluğa düşmediğini, çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ve çocuk lehine nafakalara hükmedilmesinin … olmadığını, ziynet alacağı davasının ispatlanmadığını belirterek boşanma hükmü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden istinafa başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin cevap dilekçesinin süresinde olmaması nedeniyle delillerinin toplanmamasının yerinde olduğu, erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının ispatlanmış olması ve kadının da kusursuz olması nedeniyle boşanma davasının kabulünde hukuka aykırılık bulunmadığı, kadın lehine tazminat ve nafakalara hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunduğunu, velâyet konusunda idrak çağında bulunan ortak çocuğun görüşüne başvurulmamasının ve uzman raporu alınmasının … olmadığı, eksiklikler giderildikten sonra velâyet, kişisel ilişki ve çocuk lehine nafakalar konusunda karar verilmesinin uygun olacağı; ziynet alacağı davasında kadına özgü ziynet eşyası olmayan ve erkeğe takıldığı anlaşılan 17 adet çeyrek altın yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken erkek aleyhine 17 adet çeyrek altına da hükmedilmesinin … olmadığı, kadının sair ziynet taleplerini ispatlamış olduğu gerekçesi ile; velâyet, kişisel ilişki ve iştirak nafakası yönünden kararda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, ziynet alacağı davası yönünden yeniden hüküm tesisine ve kararda belirtilen ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesine, reddedilen ziynet alacağı talepleri yönünden erkek lehine vekâlet ücreti takdirine ve erkeğin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 17.10.2022 tarih ve 2020/225 Esas, 2022/882 Karar sayılı ek kararı ile kadının ziynet alacağı davasında Bölge Adliye Mahkemesince aleyhine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkin maddi hatanın düzeltilmesi talebinin, erkeğin vekili bulunmadığından kabulüne ve ziynet eşyasının reddedilen kısmı açısından kadın aleyhine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kadının kabul edilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusu bulunmadığı halde Bölge Adliye Mahkemesince ziynet alacağı davası yönünden kadın aleyhine hüküm tesis edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurunun bulunmadığını, sadakatsizlik iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı kadının çalıştığını ve yoksulluğa düşmediğini, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunmadığını ve duruşmada bulundurduğu tanığının dinlenmediğini iler sürerek boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve kadın lehine hükmedilen nafakalar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, erkeğin süresinde cevap dilekçesi sunmamış olması nedeniyle kadına kusur yüklenemeyeceğinden, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği ve buna bağlı olarak davanın kabulü ile kadın lehine boşanmanın fer’îlerine hükmedilmesinin … olup olmadığı ve fer’î miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 … maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 … ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 … maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı kadın vekilinin reddedilen ziynet alacağı taleplerine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.