Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10950 E. 2023/2032 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10950
KARAR NO : 2023/2032
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1619 E., 2022/1863 K.
DAVACI-DAVALI : …
DAVALI-DAVACI : …
DAVA TARİHİ : 12.06.2017
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Iğdır Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/824 E., 2020/247 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine, erkeğin açtığı birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekillince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, eş gibi davranmadığını, sorumsuz davrandığını, hakaret ettiğini, sürekli kendisine şiddet uyguladığını, aşağıladığını, köle gibi kullandığını ve baba evine sığındığını iddia ederek davanın kabulüne ve tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniye boşanmalarına, kadın için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 30.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının kardeşi ile 25.05.2017 tarihinde evden kaçtığını, bunu kardeşinin ve ailesinin baskısı ile yaptığını karakol tutanaklarında görüleceği üzere beyan ettiğini, görev ve yetkili mahkemeye itirazının olduğunu, evlilikteki geçimsizlikte erkeğin kusurunun olmadığını, asıl kusurlu olanın kadın olduğunu, erkeğin yaşının da ilerlemiş olmasını fırsat bilen kadının erkeği suistimal ettiğini, sevgi saygı ve şevkat göstermediğini, hiçbir şey söylemeden habersizce evden gittiğini, kadının geçimsiz biri olduğunu, lüks hayat yaşamak istediğini kadının davasının reddi ile birleşen davanın kabulünü, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve süresinden sonra verdiği asıl davaya cevap dilekçesi ile yetki itirazının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2018 tarihli kararı ile erkeğin davacı kadına kötü muamelede bulunduğunu, hastalığıyla ilgilenmediğini, onu hastaneye götürmeyin, bana kim yemek yapacak dediğini belirterek; erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının davasının kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniye boşanmalarına, kadın için 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, kadın lehine 10.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin birleşen davasının reddine karar verilmiştir. Ayrıca İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamanın ön inceleme duruşmasında erkeğin yetki itirazı değerlendirilerek süresinden sonra verilen cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunulamayacağına, bu nedenle yetki itirazının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2018 tarihli kararına karşı, davacı-davalı kadın vekili nafaka ve tazminatların miktarı yönünden; davalı-davacı erkek vekili, kadının davasının kabulü, kendi davasının reddi, eksik inceleme ve yetki itirazı yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda 23.10.2019 tarihli kararı ile erkeğin açmış olduğu birleşen davada dava dilekçesinin kadına tebliğ edilmemiş ve ön inceleme duruşmasının yapılmamış olduğundan bahisle kararının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re’sen kaldırılmasına ve Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin davacı kadına kötü muamelede bulunduğunu, hastalığıyla ilgilenmediğini, onu hastaneye götürmeyin, bana kim yemek yapacak dediğini belirterek erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniye boşanmalarına, kadın için 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 7.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin birleşen boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kendi davasının reddi, eksik inceleme ve yetki itirazının reddi nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; yetki itirazının kabulü gerekirken reddine karar verilmesine ilişkin yerel mahkeme kararının yasaya aykırı olduğunu, bir kısım delillerin hukuki değerlendirme konusu yapılmadığını, sosyal ve ekonomik durum araştırmasının eksik hazırlandığını, yeteri kadar kolluk araştırmasının dosyada mevcut olmadığını, Susuz İlçe Jandarma Komutanlığı Merkez Karakolu, 25.05.2017 tarihli ifade tutanağının görmezden gelindiğini, kadının hastaneye gitmek için kardeşi ile birlikte evden ayrıldığını ve tedaviden sonra eve döneceğini söylediği halde bugüne kadar ortak konutlarına dönmediğini, çocuklarının desteği ile yaşamını sürdürdüğünü ve sosyal güvencesinin olmadığını, % 86 engelli olduğunu, manevî tazminat miktarının neden artırdığının da gerekçesinde belirtilmediğini iddia ederek; hükmün asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddi ile yetki itirazı yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile erkeğin reddedilen boşanma davasının kabulü için gerekli şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına takdir edilen nafaka ve tazminatların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, yetki itirazı hakkında verilen kararın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu, 370 ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.