Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10725 E. 2023/882 K. 08.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10725
KARAR NO : 2023/882
KARAR TARİHİ : 08.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/903 E., 2022/1131 K.
DAVACI-DAVALI : … vekili Av. …
DAVALI-DAVACI : … vekili Av. …
DAVA TARİHİ : 04.11.2014
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Anadolu 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2014/888 E., 2018/407 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kararın buna ilişkin kısımlarının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuk Lila’nın velâyetinin babaya verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, yararına 1.000.000,00 TL maddî, 750.000,00 TL manevî tazminata, aylık 10.000,00 USD tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 7.500,00 USD tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.05.2018 tarihli ve 2014/888 Esas, 2018/407 Karar sayılı kararıyla; davacı-karşı davalı erkeğin davasını ispat edemediği, davalı-karşı davacı kadının davasında ise davalı kocanın eşini tehdit ettiği, hakaret söylemlerinde bulunduğu, eşine şiddet uyguladığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu gerekçesi ile; davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddine, davalı-karşı davacı kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine baba ile kişisel ilişki düzenlenmesine, ara kararla kadın yararına aylık 1.000,00TL ve müşterek çocuk yararına aylık 500,00 TL nafakaya tedbiren hükmedilmiş olmakla bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadğına, çocuk yararına aylık 4.000,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı vekili kusur belirlemesi, velâyet, iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden, davalı-karşı davacı vekili kusur belirlemesi, davalı-karşı davacı ve müşterek çocuk için hükmedilen tedbir nafakası miktarı, yoksulluk nafakası talebinin reddi, lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2021 tarihli ve 2020/879 Esas, 2021/1361 Karar sayılı kararıyla; ilk derece mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğe eşine şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği vakıasının kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, dosya kapsamı ve ceza dosyası içeriğinden taraflar arasında yaşanan son tartışmada davacı-karşı davalı ile davalı-karşı davacının babası arasında karşılıklı hakaret ve tehdit eylemlerinin olduğu ve tanık beyanından davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacının babasının boğazını sıktığı davacı-karşı davalı erkeğin eşini tehdit ettiğinin sabit olduğu, davalı-karşı davacı kadının ise herhangi bir kusurlu davranışının ispat edilemediği, davalı-karşı davacı kadının aldatma iddiasına dilekçeler teatisi aşamasında dayanmadığından bu hususun kusur olarak yüklenmemesinde isabetsizlik bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin doğru olduğu, müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakası ile davalı-karşı davacı için takdir edilen maddî tazminatın miktarının az olduğu ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile tarafların kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne gerekçenin düzeltilmesine, davalı-karşı davacının müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakasının miktarına, yoksulluk nafakası talebinin reddine ve maddî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kısmen kabulüne kararın buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, müşterek çocuk … için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî tazminata, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden, davalı karşı davacı kadın tarafından ise nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerinden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairemizin 2022/605 Esas ve 2022/3450 Karar sayılı kararı ile; hüküm, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının, maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesi ile kadın yararına bozulmuş, bozmanın kapsamı dışında kalan sair yönlerden ise onanmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kararın buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, kadın yararına kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının sigortasız çalışmaya devam ettiği, maddî durumu iyi olduğu halde yoksulluk nafakası almak için durumunu farklı gösterdiği, kendisinin şirket sahibi değil maaşlı çalışan olması sebebi ile aleyhine yüklenen yoksulluk nafakası ve tazminatları ödeyemeyeceğini belirterek; kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve maddî manevî tazminat yönünden kararı temyiz etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmolunan yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının günün ekonomik koşulları içinde yeterli olmadığı, sadece enflasyon nedeni ile oluşan farkın belki kapandığını, iştirak nafakasının da az olduğunu belirterek; yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve tazminat miktarları ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve maddî manevî tazminatın miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığını, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 Sayılı Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 369 uncu 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümde davalı-karşı davacı kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş; kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bozmadan önce kurulan hükümde davalı-karşı davacı kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmiş, manevî tazminatın miktarının yerinde olduğu belirtilmiştir. Kararın taraflarca temyizi üzerine, Dairemizin 2022/605 Esas ve 2022/3450 Karar sayılı ilamı ile kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatın ve yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı-karşı davacı kadın yararına bu kez 200.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir. Kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat konusunda yeniden kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere, bozmanın amacına uygun olmayıp, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat (4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları) azdır. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun’un 50 ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden BOZULMASINA,

2. Davacı karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Barış’a yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde yatıran Muzaffer Damla’ya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.