Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10681 E. 2023/1403 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10681
KARAR NO : 2023/1403
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ: İzmir 12. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, yemek, temizlik gibi ev işlerini yapmadığını, ayrı yemek yediğini, ayrı odada oturduğunu, ayrı yatakta yattığını, haber vermeksizin sebepsiz şekilde müşterek konutu terk ettiğini, davalının iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı davaya cevap ve cevaba cevap dilekçesinde; davacının evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, temel ihtiyaçları dahi karşılamadığını, şiddet uygulayarak baskı yaptığını, davacının döverek altınını ve parasını aldığı, davacının davranışları karşısında evden ayrılmak zorunda kaldığını, davacının beyanlarının gerçek olmadığını beyanla, tarafların boşanmasına, müşterek çocuğun velâyetinin kendisine verilmesini, kendisi için aylık 600,00 TL, müşterek çocuk için aylık 400,00 TL nafakaya hükmedilmesini, lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: davalının evlilik içinde eşine yeterli saygı ve ilgiyi göstermediği, müşterek çocukla birlikte davacıdan ayrı yemek yedikleri, ayrı odada oturdukları, davalı ve müşterek çocuğun davacıya haber vermeden evi terk edip gittikleri, davacının karakola başvurması üzerine sonradan davalının evi terk ettiğini öğrendiği, böylece taraflar arasındaki evlilik birliğinin artık tekrar biraraya gelemeyecekleri derecede temelinden sarsıldığı ve devamında bir fayda kalmadığı, davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmasına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir, aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, davalı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, tam kusurlu davalı kadının yasal koşullar oluşmayan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın, işitme ve konuşma engelli olduğunu, tanıklarının dinlenmediğini, davacı kusurlu iken kendisinin kusurlu gösterildiğini, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla; davanın kabulü, tanıklarının dinlenilmemesi, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadının cevap dilekçelerinde tanık deliline dayanmadığı halde, mahkemece davalı kadının tanıkları için masraf yatırılmasının istenilmesi ve bu amaçla davalı adına muhtıra çıkarılması doğru değil ise de, neticede tanıkların dinlenmemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının tamamen kusurlu olduğuna ilişkin kusur belirlemesinde, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinde, boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu kabul edilen davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın, işitme ve konuşma engelli olduğunu, tanıklarının dinlenmediğini, davacı kusurlu iken kendisinin kusurlu gösterildiğini, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü, tanıklarının dinlenilmemesi, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.