Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10587 E. 2023/1397 K. 29.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10587
KARAR NO : 2023/1397
KARAR TARİHİ : 29.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2112 E., 2022/2900 K.
DAVACI- DAVALI : … vekili Av. …
DAVALI- DAVACI : … vekili Av. …
DAVA TARİHİ : 15.10.2020- 03.11.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/622 E., 2022/152 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı- davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava, cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının fevri davranışlar sergilediğini, müvekkilini baskı altında tuttuğunu, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, müvekkiline ve ailesine saygı ve ilgi göstermediğini, sürekli müşterek haneyi terkettiğini, yine son olarak bir tartışma neticesinde polis çağırıp müşterek haneyi terkettiğini, tarafların fiilen ayrı olduklarını, evlilik birliğinin çekilmez hal aldığını, iddialarının asılsız olduğunu, sunulan mesaj içeriklerinin çok önceki mesajlar olduğunu ve tarafların daha sonra barıştıklarını, af veya hoşgörü kapsamındaki hususların boşanma sebebi sayılamayacağını beyanla davanın kabulüne, karşı davanın reddine, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 50.000,00TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili davaya cevap, karşı dava ve karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; asıl dava ve cevap dilekçelerindeki beyanlarının doğru olmadığını ve taleplerini kabul etmediklerini, erkeğin ailesinin müvekkiline saygı göstermediğini, hakaret ettiklerini, erkeğin müvekkiline fiziksel ve ruhsal şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, müvekkili ve müşterek çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamadığını, hakaret ve tehdit içeren mesajlar gönderdiğini, müşterek çocuğun kendisine benzemediğini iddia ettiğini, evlilik birliğinin çekilmez hal aldığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmasına, ortak çocuklarının velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devam etmek üzere aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, müvekkili lehine karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: kadının, erkeğin ailesine karşı mesafeli olduğu, bu sebeple erkeğin ailesinin tarafların evlerine gidip gelemediği, kadının ailesinin de tarafların evlerine rahatlıkla gidip gelemediği, erkeğin eve tam olarak bakamadığı, tarafların evlerindeki buzdolabında yiyecek bulunmadığı, eşine ve çocuğuna karşı ilgisiz olduğu, kadının geçimsizlikler sebebi ile müşterek haneden ayrıldığı, baba evine gittiği, bu süre zarfında erkeğin kadına müşterek çocuğun kendisinden olmadığını ima eden mesajlar gönderdiği, tarafların fiilen ayrı oldukları, her iki tarafın da boşanmak istediği, tarafların evlilik birliğinin davalı- davacı kadının az, davacı- davalı erkeğin ağır kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin devamında fayda kalmadığı, kadının bir gelirinin bulunmadığı, boşanma nedeni ile yoksulluğa düşeceği boşanmaya neden olaylar nedeniyle mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarara uğrayacağı ve erkeğin özellikle rencide edici mesajları nedeniyle kadının kişilik hakkının ihlal edildiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın boşanma yönünden kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmasına, ortak çocukları 15.08.2018 doğumlu Asil Poyraz’ın velâyetinin ortak çocuğu anne bakım ve ilgisine ihtiyaç duyacak yaşta olması ve uzman raporu doğrultusunda velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 18.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı- davalı vekili; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, nafaka ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunarak mahkeme kararının kaldırılmasına ve karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu ve bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacı- davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili; müvekkiline ve ailesine saygı ve ilgi göstermeyen, üzerine düşen yükümlülüklerini yerin getirmeyen, müşterek konutu terk eden kadının tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, aleyhe nafaka ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ve miktarlarının müvekkilini mağdur edeceğini beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, nafaka ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulü, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.