Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10531 E. 2023/1335 K. 23.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10531
KARAR NO : 2023/1335
KARAR TARİHİ : 23.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/638 E., 2022/1387 K.
DAVACI-DAVALI : … vekili Av. …
DAVALI-DAVACI : … vekili Av. …
DAVA TARİHİ : 03.07.2017-27.06.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/308 E., 2020/574 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 1994 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden tarafların ortak çocukları olduğunu, erkeğin, birlik görevini ihmâl ettiğini, bağımsız konut temin etmediğini, erkeğin babası tarafından cinsel tacize maruz kaldığını ve eşinin bu duruma sessiz kaldığını, birden fazla kez sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, baskıcı olduğunu, alkol kullandığını, hakaret ettiğini, iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası, aylık 5.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası, 5.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 500.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı- davacı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, iş bu dava ile ilgili yargılama yapmakla görevli ve yetkili mahkemenin, … Aile Mahkemesi olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı- davalı kadın vekili tarafından asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevini ihmâl ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, ancak erkeğin evlilik birliğini devam ettirmek istediğini, boşanma ve fer’îlerinin reddini, mümkün olmaması durumunda ise en azından ayrılık kararı verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadın vekili tarafından boşanma davası açıldığını, erkeğin boşanmak istemediğini ancak evlilik birliğinin devamını sağlamak amacıyla yaptığı tüm çabalarının sonuçsuz kaldığını, kadının, sık sık ortak konutu terk ettiğini, birlik görevini ihmâl ettiğini, iddia ederek birleşen davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, sık sık tartışma çıkardığı ve kadına sözlü şiddet uyguladığı, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un(4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi gereği boşanmalarına, birleşen dava yönünden ise birleşen dava dilekçesindeki iddiaları ispatlar şekilde dosya kapsamında delil bulunmadığı, evlilik birliğinin sarsıldığının birleşen davada ispatlanamadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine, ortak çocuk yargılama sırasında … olduğundan velâyet ve iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadının, öğretmen olduğu, düzenli ve sürekli gelir getiren işi olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının, boşanmakla eşinin ekonomik desteğini yitireceği anlaşıldığından kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 20.000 TL maddî tazminata, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan erkeğin, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu anlaşıldığından kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 25.000 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, asıl davanın tamamen kabulü yönünde hüküm kurulması gerektiği, yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek yoksulluk nafakasının reddi ve asıl davada taleplerinin tamamen kabul edilmemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine dayanarak asıl davanın kabulü ile birleşen boşanma davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve dinlenen kadın tanıklarının beyanlarının bizzat görgüye dayalı olmadığı, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek her iki dava ve fer’îleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle, davacı-davalı kadın vekilinin tazminatların miktarlarına ilişkin istinaf itirazının kabulü ile kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 100.000,00 TL maddî tazminat, 80.000,00 TL manevî tazminata, davacı-davalı kadın vekilinin sair istinaf itirazlarının, davalı-davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte her iki dava ve fer’îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî tazminat ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi, 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 inci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.