YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10528
KARAR NO : 2023/1206
KARAR TARİHİ : 22.03.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı- karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı vekili dava dilekçesinde; davalı kadının taraflar arasında yaşanan sorunları ortak çocuklara farklı aksettirerek çocukları davacıdan soğutmaya çalıştığını, eşine deli, dengesiz diyerek aşağıladığı, senden başka beni beğenen çok var diyerek eşinin onurunu ve haysiyetini zedelediği, eşini başka erkeklerle kıyasladığı, eve karşı sorumluluklarını yerine getirmeyerek birlik yükümlülüklerini ihmal ettiği, uzun süre telefonla konuşarak eşini borç altına soktuğu, kız kardeşi ve eniştesi ile uzun süre ve geç saatlere kadar telefonla konuşarak birlik yükümlülüklerini aksattığı, eniştesinin cep telefonu aldığını eşinden gizleyerek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, eşinin evde olduğunu sandığı zamanlarda evde bulunmayarak güven sarsıcı davrandığı, eşine eve geldiğinde güler yüz göstermediği, ortak çocuk … ile davacı arasında yaşanan tartışma sonrası ortak çocukları da alarak evi terk ettiği, tarafların evlilik birliğinin kadının tam kusurlu davranışlarıyla temelinden sarsıldığı ileri sürülerek tarafların boşanmalarına, reşit olmayan ortak çocukların velâyetinin davacıya bırakılmasına, davacı lehine 20.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı vekili davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, erkeğin, eşine çocukların yanında dahi fiziksel şiddet uyguladığını, ortak çocuklara ilgisiz davrandığını ve şiddet uyguladığını, evlilikleri süresince eski nişanlısı ile görüşmeye devam ederek ve eski nişanlısını kastederek eşine “seni boşar onu alırım” dediğini, güven sarsıcı sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, aylık kazancını başka kadınlara harcadığını, eşinin başka erkeklerle konuştuğunu iddia ederek eşinin namusuna iftira attığı, eşini eve hapsederek dışarı çıkmasına izin vermediğini, eşinin ailesi ve yakınları ile görüşmesine izin vermediğini, eşinin ailesiyle telefonla görüşmesini engellemek için sabit telefon hattını kapattığını, eve geldiğinde ayrı bir odaya kapanıp herkesi terslediğini ve yemeğini ayrı yediğini, eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, eşine “ihtiyaçlarını alayım da rahat et değil mi domuz”, “seni öldüreceğim, parçalayacağım, orospu, domuz” diyerek hakaret ve tehdit ettiğini, eşini yatak odasından kovduğunu, kendisini tarikat lideri olarak birine tüm kazancını harcadığını, ortak çocuk …’ın …’a gitmesi nedeniyle eşine fiziksel şiddet uyguladığını, ortak çocuk … eve döndüğünde ortak çocuğa ve eşine fiziksel şiddet uyguladığını, ayrılıkla sonuçlanan son olayda eşine “çocuklarını da alıp gitsin, eve gelmesin, ona hemen boşanma davası açacağım, eve gelirse onu öldürürüm” dediğini, ayrılık sürecinde ortak çocukları arayıp sormadığı ve çocuklar aradığında küfür ederek telefonu kapattığını, ekonomik şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin karşı davalı erkeğin tam kusurlu davranışlarıyla temelinden sarsıldığını ileri sürülerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, reşit olmayan çocuklar ile reşit ortak çocuk … lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, müvekkili lehine lehine her yıl ÜFE oranında arttırılmak suretiyle aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evlilik birliği içerisinde eşine fiziksel şiddet uyguladığı, evin ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamayarak birlik görevlerini ihmal ettiği, eşinin kardeşi ile görüşmesine izin vermediği, ayrılıkla sonuçlanan en son olayda eşinin yüzüne yumruk vurarak eşinin sağ maksillasında (üst çene kemiğinin bulunduğu yüz bölümü) hiperemi (aşırı kanlanma) oluşacak şekilde fiziksel şiddet uyguladığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına atfı kabil bir kusurunun varlığının usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, tarafların evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar … ve …’ın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00’er TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk … yararına dava tarihinden reşit olmadan önce erkek ile birlikte yaşamaya başladığı tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, karar tarihinden itibaren 50,00 TL artırılarak aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata, reşit çocuk … lehine yardım nafakası talepli davada nispi peşin harç yatırmadığından, kadının reşit çocuk … Üzer lehine yardım nafakası talepli davasının açılmamış sayılmasına, …’ın yargılama sırasında reşit olmakla velâyeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına, asıl dava ve karşı dava nedeniyle kadın lehine ayrı ayrı vekâlet ücretine, karşı davada ergin çocuk lehine yardım nafakası talepli dava için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca erkek yararına yarı oranında vekâlet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- karşı davalı vekili; taraflar arasında kadının akrabalarının evliliğe müdahale ettiğini, şiddet gördüğü iddiasının asılsız olduğunu, tanıkların beyanlarının çeliştiğini, kadının kardeşi tarafından alınan telefonu müvekkilinden saklamasının güven sarsıcı davranış olduğunu, müvekkili ile ortak çocuk arasında münakaşa yaşandığını, evlilik birliği içerisinde ihtiyaçların karşılandığını, hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile nafaka kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin emeklilik sebebi ile Türk Telekom şirketinden ayrıldığını ancak yaşı itibariyle emekli maaşı alamadığını, müvekkilinin mağduriyetine yol açacağını, Mahkemenin yeteri kadar araştırma ve inceleme yapmadığını, müvekkilinin tanığının dinlenmediğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, yarı oranında hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kusur tespiti, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve vekâlet ücreti yönlerinden hükmün kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda ve delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı- karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı vekili, taraflar arasında kadının akrabalarının evliliğe müdahale ettiğini, şiddet gördüğü iddiasının asılsız olduğunu, tanıkların beyanlarının çeliştiğini, kadının kardeşi tarafından alınan telefonu müvekkilinden saklamasının güven sarsıcı davranış olduğunu, müvekkili ile ortak çocuk arasında münakaşa yaşandığını, evlilik birliği içerisinde ihtiyaçların karşılandığını, hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile nafaka kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin emeklilik sebebi ile Türk Telekom şirketinden ayrıldığını ancak yaşı itibariyle emekli maaşı alamadığını, müvekkilinin mağduriyetine yol açacağını, yerel mahkemenin yeteri kadar araştırma ve inceleme yapmadığını, müvekkilinin tanığı ortak çocuklarının dinlenmediğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, reşit çocuk için yardım nafakası davası yönünden hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur tespiti, yoksulluk ve iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminat ile vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 345 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.