Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10513 E. 2023/1201 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10513
KARAR NO : 2023/1201
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1985 E., 2022/1934 K.
DAVA TARİHİ : 22.09.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/464 E., 2022/342 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının İ. E ve D. M isimli kadınlarla birliktelik yaşadığını ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, her gün alkol kullandığını, müvekkilinin hamile kaldığında çocuğu aldırması için baskı yaptığını ve çocuğu aldır, yanına gelirsem seni öldürürüm diyerek tehdit ettiğini, çocuğu aldırmayınca evine gelmediğini, evin, müvekkilinin ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, evlilik süresince müvekkilinin hakarete ve psikolojik şiddete uğradığını, davalının müvekilini babasının evine bıraktığını, davalının beyanlarını kabul etmediklerini beyanla, zina nedeniyle kabul görmemesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk için 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili lehine 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;tarafların bir çocuklarının bulunduğunu ve davacının ikinci çocuklarına hamile olduğunu, müvekkilinin Şırnak Silopi’ye tayininin çıktığını ve bu süreçte davacının Silopi ilçesinde yaşamak istemediğini ve görev süresince ailesinin yanında kaldığını, davacının müvekkilinin alkol kullandığını bildiğini, davacının iddia ettiği tüm hususlardan sonra evlilik birliğine devam ettiğini, davacının şuan da hamile olduğu gözetildiğinde taraflar arasında yaşanan tüm olayların af kapsamına girdiğini, davacının sürekli müvekkilini yargılamaya devam ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, aksi halde ortak velâyetin verilmesine, maddî manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: Dosya kapsamında davalıya isnat edilen kusurlarla ilgili tanıkların soyut ve duyuma dayalı beyanda bulunduğu, davalının sadakatsizlik yaptığına ilişkin iddia ile alakalı davacı tarafça sunulan fotoğrafların tarih olarak eski bir zamana dayandığı, bu fotoğraflardan sonra tarafların barışarak evlilik birliklerini devam ettirdikleri, bu nedenle söz konusu fotoğrafların da af kapsamında kalacağı, davacı tarafça geçimsizliği ispatlar başkaca delil bildirilmediği, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenilmeyecek derecede temelinden sarsılmasında davalı tarafın kusurlu eyleminin dosya kapsamında ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine, karar kesinleşinceye kadar ortak çocuğun annenin himayesinde bırakılmasına, çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, çocuk Batur Alp’e 700,00 TL, Alya Pelin için 400,00 TL, davacı için 800,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; zina sebebine dayalı davaları yönünden hüküm kurulmadığını, delillerin değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, davalının sürekli alkol aldığını, eve geç geldiğini, müvekkili ve ortak çocukla ilgilenmediğini ve hamile müvekkiline hakaret ve tehdit ederek çocuğu aldırması için baskı yaptığını, müvekkilinin evliliği süresince davalının pisikolojik şiddetine uğradığını, tüm bu hususların dosyaya sunulan mesaj kayıtları ile ispatlandığını ve davalının tam kusurlu olduğunu, ancak delillerin hatalı değerlendirildiğini, beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davanın esası ile ilgili tüm delillerin toplandığı, usul hükümlerinin doğru olarak uygulandığı, kanunun uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, dosya kapsamına göre davacının iki tanığının dinlendiği, her iki tanığın da taraflarla aynı şehirde yaşamadığı, tanık anlatımlarının davacıdan duyumuna dayalı olduğu, sadakatsizlik olayının bulunduğu ancak geçmişte davacının bu ilişkileri bile bile eşini affettiği, evliliğini sürdürdüğü ve birlikte yaşamaya devam ettiği, taraflar arasındaki son ayrılık döneminin davacının ikinci hamileliğinin yedinci-sekizinci aylarında gerçekleştiğinin anlaşıldığı, davacının çocuğu aldırması için baskı yaptığı iddiası hakkında tanıklar tarafından sadece duyuma dayalı beyanda bulunulduğu, davacının dosya kapsamına göre iddialarının ispat edilemediği, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, zina sebebine dayalı davaları yönünden hüküm kurulmadığını, davalının sürekli alkol aldığını, eve geç geldiğini, müvekkili ve ortak çocukla ilgilenmediğini ve hamile müvekkiline hakaret ve tehdit ederek çocuğu aldırması için baskı yaptığını, müvekkilinin evliliği süresince davalının pisikolojik şiddetine uğradığını, tüm bu hususların dosyaya sunulan mesaj kayıtları ile ispatlandığını ve davalının tam kusurlu olduğunu, ancak delillerin hatalı değerlendirildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, zina olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle terditli boşanma davası olup, uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında, zina nedeniyle dava yönünden delillerin değerlendirilip, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun’un 26 ncı ve 111 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacı dava dilekçesinde zina olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle terditli boşanma davası açmış, Mahkemece, davanın yalnızca 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesine dayalı olduğu şeklinde hukuki nitelendirme yapılmış ve deliller bu çerçevede değerlendirilerek karar verilmiştir. Hal bu ki Mahkemece, davanın öncelikle zina nedeniyle özel boşanma sebebine, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı dava olması nedeniyle öncelikle zina nedenli dava yönünden değerlendirme yapılması, olmadığı takdirde terditli evlilik birliğinin temelinden sarsılması davası yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

3.Bozma nedenine göre, yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.