Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10490 E. 2023/1165 K. 21.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10490
KARAR NO : 2023/1165
KARAR TARİHİ : 21.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1030 E., 2022/1184 K.
DAVA TARİHİ : 27.09.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/831 E., 2020/15 K.

Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin hakaret ettiğini, kadınlık onurunu rencide ettiğini, alkol kullanımını artırdığını, çenesinden tutarak öldürmekle tehdit ettiğini, başka kadınlarla mesajlaştığını ve geç vakitlerde konuşmalarının olduğunu, telefonuna şifre koyup saklamaya, yalan söylemeye, eve gelmemeye başladığını, başka kadınlara gitmeyi adet edindiğini, eşine ve çocuklarına sert davrandığını, hiçbir şeyleri ile ilgilenmediğini, Şubat 2018 yılında evi terk ettiğini iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, delillerin hukuka aykırı elde edildiğini, ısrarla tazminatı istemesi nedeniyle sorunlar yaşadıklarını, bu durumun güvensizlik yarattığını, erkeğin telefona şifre koymasının sadakatsizlik olarak yorumlanamayacağını, erkeğin eşine verdiği tazminatı kadının bankaya yatırdığını, kadının aile hayatına intibak edemediğini, eşine soğuk ve geçimsiz davrandığını ileri sürerek kadının davasının reddine, dilekçesinin devamında ise karşı dava olarak adlandırarak 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince karşı davasının kabulüne 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, öldürmekle tehdit ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir nafakası karar tarihi itibariyle 300,00 TL’ye yükseltilerek tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 400,00 TL’ye yükseltilerek tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 8.000,00 TL maddî, 6.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin karşı dava adı altında sehven talep ettiği boşanma, maddî-manevî tazminat yönünden bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin Bulgaristan vatandaşı olması nedeniyle hükmün boşanma yönünden kesinleşmesi halinde yeniden evlenip Bulgaristan’a kaçabileceğinden bahisle herhangi bir gerekçe belirtmeden hükmü boşanma yönünden de istinaf ettiklerini belirtip, iştirak-yoksulluk nafakaları, maddî-manevî tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, akraba tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın esası ve miktarları ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarı yönünden kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına kusur yüklenilmediği halde boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu kabul edilmesi gereken erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, kusur açısından istinafa gelenin sıfatına göre sadece yanılgıya değinilmekle yetinilmesi gerektiği belirtilerek eleştirilmesine karar verilmiştir.

2.Aksine ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadıkça tanıkların gerçeği söylemiş olmalarının asıl olduğu, akrabalık veya diğer bir yakınlığın başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep olarak görülemeyeceği, dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerine dair delil ve olgu da bulunmadığı; koşulları gerçekleşen kadının davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin doğru olduğu; çocukların yaşları gereği artan ihtiyaçları ile kadının ihtiyaçları dikkate alındığında hükmedilen tedbir ve iştirak ve yoksulluk nafakası miktarının uygun olduğu, kadın yararına tazminat verilme şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile tarafların, davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafaka miktarı ile tazminatın verilme şartlarına yönelik istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

3.Boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatlerini zedelediği, kişilik haklarının ihlal edildiği tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, mevcut veya beklenen menfaat, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci madde hükmü uyarınca kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile davacı kadın vekilinin tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf itirazlarının eksik incelendiğini, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının erkeği yoksulluğa düşüreceğini, akrabaların yanlı beyanlarının hükme esas alınamayacağını, hukuka aykırı delillerle dahi erkeğin kusurlarının ispatlanmadığını belirterek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.