Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10469 E. 2023/1170 K. 21.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10469
KARAR NO : 2023/1170
KARAR TARİHİ : 21.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1419 E., 2022/1624 K.
DAVA TARİHİ : 21.08.2020
HÜKÜM/KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/840 E., 2022/388 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının aşırı kıskanç olduğunu, işyerinden sürekli görüntülü aradığını, OKB teşhisi konulduğunu ancak tedaviden kaçındığını, psikolojik sorunları olduğunu, kendisine ve ailesine hakaret ve küfür ettiğini, ailesini ortak konutta istemediğini, ağabeyi ile aynı yerde çalıştıklarını, bu nedenle evliliğe müdahale ettiğini ve kadının buna engel olmadığını, asılsız iftiralar atarak ailesi ile arasının bozulmasına neden olduğunu, arkadaşının eşini arayarak iftira attığını ve arkadaşına karşı mahcup duruma düşürdüğünü, rüyamda gördüm beni aldatıyordun diyerek boğazını sıktığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sürekli tuhaf videolar izleyerek vakit geçirdiğini, işe gitmek için hazırlanırken odanın kapısını kilitlediğini, erkeğin silahını, kimliğini, telefonunu, cüzdanını aldığını, yalvardığı halde kapıyı açmadığını, saatlerce işe gidemeyince iş arkadaşları eve geldiğini ve zorla kapıyı açtırabildiklerini, balayında odayı terk edip kavga çıkardığını ve bu yüzden balayını yarıda kesmek zorunda kaldıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk için aylık 500,00 TL. tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL. maddî ve 50.000,00 TL. manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, sürekli ayrı yataklarda yattığını, müstehcen siteler izlediğini, sebepsiz yere kendisinden sürekli uzak durarak şüphelenmesine neden olduğunu, balayında yalnız bıraktığını, evin ekonomik idaresinin erkeğin elinde olduğunu kaynağını bilmediği sürekli kredi ve kredi kartı borcunun olduğunu, “abilerin şerefsiz, oruspu ” şeklinde hakaret ettiğini, ailesinin etkisinde kaldığını, yükümlülükleri yerine getirdiğini ileri sürerek davanın reddine, velâyetin anneye verilmesine, müşterek çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı kadın vekilinin 07.04.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafaka taleplerini ayrı ayrı 2.500,00 TL olarak ıslah ettiklerini ayrıca bu nafakaların TÜİK tarafından belirlenecek ÜFE artış oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların bir arada yaşadığı dönemde karşılıklı olarak birbirlerine fiziksel şiddet uyguladıkları anlaşıldığından bu konuda birbirlerine kusur isnat edemeyecekleri kanaatine varıldığı, kadının eşine ve eşinin annesine hakaret ettiği, eşini aşırı derecede kıskandığı, erkeğin telefonunu alıp, bulunduğu odanın kapısını kilitleyerek işe gitmesine izin vermediği, balayı tatilinde kavga çıkardığı, tatilden erken dönmelerine neden olduğu, davacıyı işteyken devamlı görüntülü arayarak nerede olduğunu denetler şekilde davrandığı, eşine güvenmediği, abisinin eşiyle erkek arasında duygusal ilişki olduğunu iddia ederek iftira attığı, eşinin kök ailesiyle görüşmek istemediği ve onların müşterek konuta gelmelerini istemediği halde erkeğe ailen sana sahip çıkmıyor diyerek tutarsız davranışlar sergilediği, erkeğin arkadaşının eşine de eşin seni aldatıyor diyerek erkeği arkadaşına karşı zor durumda bıraktığı, davacı erkeğin ise eşine “Sen insan mısın, ben seninle ne konuşayım, lise mezunusun.” diyerek hakaret ettiği, belirlenen kusurlara göre kadın ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye bırakılmasına, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk … için aylık 550,00 TL olarak belirlenen tedbir nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının 14.03.2022 tarihinden karar kesinleşinceye kadar kadın yararına aylık 1.500,00 TL. tedbir nafakasının, müşterek çocuk için aylık 800,00 TL tedbir nafakasına, çocuk yararına aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasına, bu nafakanın takip eden her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılmasına, erkek yararına 2.000,00 TL maddî ve 2.000,00 TL manevî tazminata, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olması nedeniyle, kadının tazminat ve yoksulluk nafaka taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; velâyetin anne verilmesinin hatalı olduğu, kurulan kişisel ilişkinin yeterli olmadığını, kadın ve çocuk yararına hükmedilen nafakaların yüksek olduğunu, belirlenen kusurlara göre tazminat miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulünün hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri ile erkek yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince belirlenen ve gerçekleşen kusurlar ve bu kusurlara göre kadın ağır, davacı erkeğin ise hafif kusurlu olduğu ile erkeğin davasının kabulünün doğru olduğu; ortak çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine ihtiyacı olduğu tarafların ve yakınlarının çocuğa yönelik ihmal, istismar ve kötü bir muamelelerine rastlanmadığı, alınan sosyal inceleme raporları gözetildiğinde çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olduğu; müşterek çocuk ile baba arasında kurulmuş olan kişisel ilişkinin süresinin çocuğun üstün yararına uygun olduğu, baba-kız ilişkisinin yaşanabilmesine yeter ve doyurucu miktarda olduğu; 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi gereğince kadın ve müşterek çocuk … yönünden karar kesinleşinceye kadar, devam etmek üzere tedbir nafakasına hükmedilmesinin ve tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların nitelikleri, günün ekonomik koşulları, kadının ve müşterek çocuğun ihtiyaçları, nafaka ödedikten sonra elinde kalan geliri ile davacı erkeğin geçimini sağlama imkanı ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde tedbir nafaka miktarlarının uygun olduğu; gerekçesi ile tarafların, davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tedbir nafakaları ile maddî ve manevî tazminatın verilme şartları yönünden istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

2. Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, iştirak nafakasının niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocuğun ihtiyaçları, velâyet tarafına verilmiş olan annenin geliri ve nafaka ödedikten sonra elinde kalan geliri ile erkeğin geçimini sağlama imkanı, hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarı yüksek olduğu; hükmedilen nafakanın sonraki yıllarda TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılması hakkaniyete uygun olmadığı; tarafların ekonomik durumları, kusur derecesi, mevcut ve beklenen menfaatlerin dengesi dikkate alındığın erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarının düşük olduğu gerekçesi ile iştirak nafaka miktarı ile artış oranı, erkek yararına hükmedilen tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle çocuk yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında artırılmasına, erkek yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; velâyetin anneye verilmesinin hatalı olduğu, belirlenen nafaka miktarlarının yüksek olduğunu, buna karşın tazminat miktarlarının düşük olduğunu ileri sürülerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin tüm kusurlarını ispatladığını, evlilik tarihinden itibaren ayrı yattığını, müstehcen siteler izlediğini, eşi ve çocuğu ile ilgilenmediğini, defalarca sokak ortasında dahi şiddet uyguladığını, aşağıladığını ve hakaret ettiğini, müşterek konutu terk ettiğini 1,5 yıl çocuğunu görmediğini ve ilgilenmediğini kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, erkek yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının tazminat taleplerinin reddinin hatalı olup olmadığı, tazminatların ve nafakaların miktarının uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2023tarihinde oy birliğiyle karar verildi.