Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10362 E. 2023/936 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10362
KARAR NO : 2023/936
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba (karşı davaya) cevap dilekçesinde; henüz çocuk yaşta evlenen kadının evliliklerinin ilk başından bu yana eşi ve ailesinin baskısına maruz kaldığını, ortak konutta hizmetçi olarak görüldüğünü, müvekkilinin eşinin ailesi ve onların kardeşlerine, eşine çocuklarına da her gün hizmet etmek zorunda bırakıldığını, hayvancılık işleri ile de uğraştığını, davacının, evde tam olarak esir hayatı yaşadığını, hiç bir arkadaşıyla görüştürülmediğini, evden çıkmasının davalı tarafından yasaklandığını, eşinin ailesi izin vermediği zaman ailesinin yanına gidemediğini, yılda en fazla 3 kez babasının evine giden müvekkilinin bu ziyaretlerinin de davalının izni ve gözetimi ile olduğunu, davalının müvekkilini kendi öz babasından kıskandığını, çocukları göstermemekle tehdit ettiğini, ailesinin yanına ziyarete gittiklerinde iki gün orada kalmak istediğini ancak erkeğin müvekkiline şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, tarafların 10 aydır ayrı yaşadıklarını, davalının hiçbir şekilde çocuklarının ve kendisinin ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, müvekkilinin ailesinin evinde yaşamaya başladıktan kısa bir süre sonra 2 aylık hamile olduğunu öğrendiğini, bu durumun belki aradaki soğukluğu dağıtır umuduyla eşine haber verdiğini ancak eşinin bu habere sevinmediği gibi hiçbir ihtiyacını da karşılamadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, her çocuk için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir- iştirak, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının, davalının yaşam koşullarını bilerek müvekkili ile evlendiğini, tarafların ayrı düzenlerinin olduğunu, davacının iftar için ailesine gittiği zaman bir gece orada kaldıklarını, ertesi gün eşi ile müşterek konuta dönmediğini, tarafların ayrı yaşadıkları dönemde hastaneden aranılması üzerine eşinin hamile olduğunu öğrendiğini, davacının bu durumu sakladığını, müvekkilinin evlilik birliğini kurtarmaya yönelik tüm çabalarının olumsuz sonuçlandığını iddia ederek asıl davanın reddine karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesine, mümkün olmadığı takdirde ortak velâyet düzenlenmesine müvekkili lehine 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı- karşı davacı erkeğin, kadının evden çıkmasını yasakladığı, arkadaşlarıyla görüşmesini engellediği, yalnız başına alışverişe ve gezmeye gitmesine izin vermediği, kadını hizmetçi gibi gördüğü, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, aşağılayıcı sözler söylediği, eşini tehdit ettiği, davalı-karşı davacı erkeğin kıskanç tavırlarının olduğu, davacı- karşı davalı kadının ise sürekli telefonuyla ilgilendiği, çocuklarla babalarının görüşmesini engellediği, hamile olduğunu ve doğumu davalı-karşı davacı erkeğe söylemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu, ortak çocukların yüksek yararı gereğince velâyetlerinin annelerine verilmesi, babalarıyla aralarında kişisel ilişki kurulması gerektiği, tarafların çocuklar ile ilgili meselelerde işbirliğinde bulunabilecek ve iletişim kurabilecek durumda olmadıkları, tüm dosya kapsamı itibariyle yapılan inceleme neticesinde ortak velâyetin ortak çocukların yararına olmayacağı, kadın ve çocuklar yararına nafaka, kadın yararına tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesine, babaları ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 400,00 TL olarak belirlenmesine ve boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 400,00 TL olarak belirlenmesine ve boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesi koşulları gerçekleşen davacı-karşı davalı kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacının ortak velâyet ile manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve velâyet düzenlemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili, tarafların ortak kararla müvekkilinin ailesiyle yaşadıklarını, evlilikleri sorunsuz giderken, davacı-karşı davalı kadının ailesinin evine iftar yemeğine gittiklerini, geceyi orada geçirdiklerini ancak kadının emrivaki yaparak orada kalmak istediğini, bu nedenle tarafların arasının bozulduğunu, mahkemece müvekkiline kusur olarak yüklenen vakıaların ispatlanamadığını, tarafların evlerine ara sıra gelen ve davacı- davalı kadının anne ve babası olan tanıkların beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, fiili ayrılık sırasında müvekkilinin bütün çabalarına rağmen kadının evine dönmediğini, hamileliğini ve doğumu gizlediğini, çocuğa tek başına isim koyduğunu, yaşça büyük olan çocuklar Necmettin ve Cennet’in daha sağlıklı bir ortamda yetişebilmeleri için velâyetlerinin babalarına verilmesi gerektiğini, asıl davanın ispatlanamadığını, kadın yararına tazminat koşulları oluşmadığı gibi miktarının da fahiş olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda hangi tarafın kusurlu olduğu, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, hangi taraf yararına tazminat koşullarının oluştuğu, miktarının uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye mi yoksa babaya mı verilmesi gerektiği noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 166 ncı, 174 üncü, 182 inci, 330, 336 maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.