Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10323 E. 2023/834 K. 02.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10323
KARAR NO : 2023/834
KARAR TARİHİ : 02.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkilinin evinin tüm ihtiyaçlarını kayınbabasının karşıladığını, müvekkilinin davalının ailesiyle altlı üstlü oturduğunu, ayrı bir aile hayatı olmadığını, evlerinin anahtarı davalının ailesinde de bulunduğunu, davalı erkeğin her fırsatta müvekkilini darp ettiğini, müvekkilinin evini temizlemesini bile sorun ettiğini, müvekkilinin pantolon giyiyor diye müvekkilin pantolonunu yakıp darp ettiğini, müvekkilinin birgün evini süpürgeyle temizlerken davalının geldiğini ve süpürgenin fişini çekip yine müvekkilini darp ettiğini, annesinin davalı erkeği dolduruşa getirdiğini, davalı erkeğin aile müdehalesine ve ailesinin müvekkiline şiddet uygulamasına sessiz kaldığını, davalı erkeğin eşini aldattığını, ”sevgilim var evlenicem sen neyi bekliyorsun niye … Olup gitmiyorsun” diyerek müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, bu duruma şahit olan davalının ailesi ”sus bizi rezil ediyorsun eve mi getirmiş nolmuş yazışıyorsa” diyerek davalıya destek çıktıklarını, bunun üzerine “kayıtları var herşey bunun içinde” diyen müvekkilinin telefonunu kaynının kırdığını, müvekkilinin ailesi ile görüşmesine izin verilmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin davacı anneye verilerek çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 2.000,00’er TL tedbir/iştirak nafakasına, müvekkili lehine 200.000,00’er TL maddî-manevî tazminat ile aylık 2.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek, usulüne uygun dava dilekçesinde tebliğine rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin, kadına şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, istemediğini söylediği, dolayısı ile davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, ortak çocukların yüksek yararı gereğince velâyetlerinin annelerine verilmesi, babaları ile uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerektiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 182 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca kadın yararına tazminat ve tedbir- yoksulluk nafakası, çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, babaları ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına aylık 300,00’er TL tedbir/iştirak nafakasına, boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru bulunmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, boşanmakla yoksulluğa düşecek olan davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarları yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2. Davalı erkek vekili; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, nafaka ve tazminatlar yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğe, İlk Derece Mahkemesince yüklenen hakaret kusurunun tanık ifadelerinde soyut kaldığı, ispatlanamadığı, bunun yanı sıra ise davalı erkeğin davacı eşini, başka bir kadınla birlikte yaşayarak aldattığı, evden kovduğu, ailesi ile görüştürmediği, bu nedenle tarafların kusur durumuna yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile erkeğin kadına hakaret ettiğine dair kusurun gerekçeden çıkartılması, davalı erkeğin eşini, başka bir kadınla birlikte ile yaşayarak aldattığı, evden kovduğu, ailesi ile görüştürmediğine dair kusurlarının gerekçeye eklenmesi gerektiği, davalı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, ortak çocuk Zeliha …’un 10.07.2004 doğumlu olup, 10.07.2022 tarihinde 18 yaşını bitirip ergin olması nedeni ile, müşterek diğer çocuk Muhammed … yönünden ise çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine ilişkin kararın doğru olduğu, davacı kadının 07.04.2021 tarihinden itibaren asgari ücretli olarak çalıştığı, bu durumda davacı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının çalıştığı tarih itibari kaldırılması gerektiği, yoksulluk nafakası koşullarının davacı kadın yararına gerçekleşmediği, ortak çocuk Muhammed … yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının az olduğu, ortak çocuk Zeliha …’un yargılama sırasında ergin olduğu tarihte yararına hükmedilen tedbir nafakasının kendiliğinden kalkacağı, davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile tarafların diğer istinaf itirazlarının esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bölümlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı kadın yararına hükmedilen nafakanın işe başlama tarihi itibariyle kaldırılmasına, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadın yararına 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk Muhammed … yararına aylık 750,00 TL tedbir, 1.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, velâyeti annesinde görünen ortak çocuk Muhammet …’ın müvekkili ile birlikte kaldığını, velâyetinin babasına verilmesi gerektiğini, bu çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası koşulları oluşmadığını, müvekkiline cevap dilekçesini süresi içerisinde bildirmediği gerekçesi ile ön inceleme duruşmasından sonra delil listesini sunması için süre verilmediğini, tanıklarının dinlenilmediğini, davacı kadının ortada sebep yokken boşanma hazırlığı yaptığını ve boşanmak için bahaneler bulduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların ispat edilmediğini, davacı kadın yararına tazminat koşulları oluşmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın tüm yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda hangi tarafın kusurlu olduğu, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, hangi taraf yararına tazminat koşullarının oluştuğu, miktarının az olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye mi yoksa babaya mı verilmesi gerektiği ile ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı, 169, 174 üncü, 175 inci, 182, inci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 127 nci, 128 inci, 129 uncu, 140 ıncı, 145 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle yasal süresinde cevap dilekçesi sunmayan davalı erkeğin delillerinin toplanmamasının hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.