Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10316 E. 2023/832 K. 02.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10316
KARAR NO : 2023/832
KARAR TARİHİ : 02.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı erkeğin Nisan 2015’de işi bırakıp çocukları ve eşiyle ilgilenmemeye başladığını, eve hiç gelmediğini veya çok geç saatlerde geldiğini, garajda arkadaşları ile vakit geçirdiğini, davalının uyuşturucu madde kullandığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, müvekkilinin onurunun kırıldığını ve boşanmak istediğini davalıya bildirdiğini, davalının da bu isteğini kabul ederek anlaşmalı olarak boşanmak istediğini söylediğini, bunun üzerine müvekkilinin ailesinin yanına gittiğini, davalının müvekkili 2-3 ay oyaladığını, müvekkilinin bu süre zarfında davalı üzerine kayıtlı olan taşınmazları kaçıracağından şüphelendiğini, bu sebeple ev ilanlarını kontrol ettiğini ve taşınmazların bir kısmının satılık olduğunu gördüğünü davalının kendisini oyalayarak mal kaçırma girişiminde olduğunu anladığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci, 163 üncü ve 166 ncı maddeleri gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili ziynet eşyası alacağı dava dilekçesinde; müvekkiline düğünde takılan takıların tamamının güvenlik amacıyla iş yerinde bulunan kasada saklandığını, müvekkilinin evi terk ederken ziynet eşyalarını alma imkanının olmadığını iddia ederek ziynet eşyalarının aynen iadesine olmadığı takdirde şimdilik 10.000,00 TL bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 22.07.2020 havale tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini 104.661,00 TL’ye yükselterek bu bedelin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Dava dilekçesi davalıya 04.01.2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, eşine ve çocuğuna karşı ilgisiz olduğu, eve geç geldiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, 4721 sayılı Kanun’un 161 inci ve 163 üncü maddelerinde yer alan hususların ispatlanamadığından davacının 4721 sayılı Kanun’un 161 inci ve 163 üncü maddelerine göre boşanma talebinin reddi gerektiği, davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü ve 175 inci maddeleri gereği nafaka, maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu, çocuğun yüksek yararı gereğince velâyetinin annesine verilmesi gerektiği, çocuk yararına nafaka koşullarının oluştuğu, ziynet alacağı davasında, davalı erkeğin altınları banka kasasında sakladığı, işten ayrıldıktan sonra davalının babasının iş yerindeki kasada sakladığı, davalı erkeğin altınların bir çoğunu sattığının beyan edildiği ve davanın devamı sürecinde davalı erkeğin dava konusu edilen setleri davacıya iade etmesi dikkate alındığında davalının ziynetlerin kendinde olduğunu örtülü olarak kabul etmiş sayılması gerektiği gerekçesi ile davacının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, 161 inci ve 163 üncü maddelerine dayalı açmış olduğu davaların ispat edilememesi nedeniyle reddine, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, babası ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir, 350,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir, 450,00 TL yoksulluk nafakasına, davacı kadın yararına 50.000,00’er TL maddî-manevî tazminata, davacı kadının ziynet eşyası alacağı talebinin kısmen kabulü ile 12 adet 22 ayar 15 gr’lık toplam 180 gram burma bilezik(44,8720,00 TL), 14 adet 22 ayar 10 gramlık toplam 140 gram çöp bilezik(34,860,00 TL), 28 adet 22 ayar 1,75 gramlık toplam 49 gramlık çeyrek altın (12,201,00 TL), 6 adet 22 ayar 3,5 gramlık toplam 21 gram yarım altın(5,229,00 TL), 4 adet 22 ayar 7 gramlık toplam 28 gram tam altın(6,972,00 TL), 330,00 TL, bir adet 22 ayar 1 gram gram altın, (249,00 TL) ziynetlerin davacıya aynen iadesi ile, olmadığı takdirde 104.661,00 TL bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden katılma yolu ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve kabul edilen ziynet alacağı davası yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, davacının ispatlanmış kusurunun bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve ihtiyaçlarına göre; kadın ve çocuk yararına takdir edilen nafakaların kadının kişilik haklarına yapılan saldırı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat ile hakkaniyet ilkesine göre ve davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, ziynet alacağı davasında toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın kabulüne dair gerekçesinin doğru olduğu, davacının davasını ispatladığı, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği gerekçesi ile erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddi ile, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, ilgili yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir, 750,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacı kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, boşanma davasının reddi gerektiği, davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların ispatlanamadığını, bankacı olan müvekkilinin eve geç gelmesinin işinden kaynaklandığını, zina ve haysiyetsiz hayat sürme hukuki sebebi ile açılan davaların reddine karar verilmesine rağmen müvekkiline sadakatsizlik kusurunun yüklenmesinin karar gerekçesinin kendi içinde çelişkili olduğunu, kadın yararına tazminat ve yoksulluk nafakası koşulları oluşmadığını, ziynet alacağı davasının ispat edilemediğini, davacı kadının annesinin yanlı beyanlarının davanın kabulü için yeterli olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın tüm yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ile birlikte açılan ziynet eşyası alacağı istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda hangi tarafın kusurlu olduğu, kadın yararına nafaka ve tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı miktarının uygun olup olmadığı, ziynet alacağı davasının kabulünün doğru olup olmadığı velayet düzenlemesi ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakalar noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı, 4 üncü 161 inci, 163 üncü, 166 ncı, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330, 220, 222, 226 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50, 51, 52, 58 maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 128, 190, 194, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle yasal süresinde cevap dilekçesi sunmayan davalının delillerinin toplanmamasının hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.