YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10310
KARAR NO : 2023/812
KARAR TARİHİ : 02.03.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 16. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin ilgisiz olduğunu, internet bağımlılığı olduğunu, eşi ile aynı odada yatmadığını, müvekkilini sevmediğini ve istemediğini söylediğini, evden kovduğunu, hakaret ve tehdit ettiğini, müvekkiline duygusal, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili 20.11.2020 tarihli dilekçe ile müvekkilinin işsiz kaldığını belirterek müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, müvekkiline hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, aşırı kıskanç olduğunu, sosyal ilişkilerden kaçındığını, erkeğin ailesine saygılı davranmadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, müşterek haneyi terkettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek lehine 100,00 TL manevî tazminata, evlilik birliği içerisinde alınan aracın borcunun ödenebilmesi için 12.750,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine karşı ilgisiz davrandığı, son zamanlarda eve harçlık bırakmayarak birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine seni boğarım, beynini patlatırım şeklinde sözler söylediği, en son çıkan tartışmada şiddet uygulayıp annesi ile birlikte eşini evden kovduğu, eşini sevmediğini, boşanmak istediğini söylediği, kadının ise en son çıkan tartışmada eşine şiddet uyguladığı ve eşinin ailesini istemediğine ilişkin davranışları olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının 27.11.2020 tarihinden itibaren aylık 600,00 TL olarak ödenmesine ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının süresinde olmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 13.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin boşanmanın fer’îsi niteliğinde olmayan maddî tazminat talebi için dava açmakta muhtariyetine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığını, erkeğin dava tarihinden sonra barışma girişiminde bulunduğunu, müvekkiline kusur yüklenmesinin ve karşı davanın kabulünün hatalı olduğunu, nafakaların ve tazminatlarını miktarının az olduğunu, müvekkili lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve kadının ispatlayamadığı davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin nafakaları ödeyecek gücünün bulunmadığını ileri sürerek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen kusurların ve kusur belirlemesinin isabetli olduğu, kadının itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, erkeğin davası yönünden 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası koşullarının gerçekleştiği ve olayların akışı karşısında tarafların dava açmakta haklı olduklarına, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle kadının iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf itirazının kabulü ile yoksulluk nafakasına ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, süresinde ve usulüne uygun talep olmadığından kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların kusurları, sosyal ve ekonomik durumları, hakkaniyet kuralları, kişilik haklarına yapılan saldırı, evliliğin süresi dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kadın lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî tazminat istemi yönünden erkek vekilince İlk Derece Mahkemesinin 14.05.2019 tarihli ön inceleme celsesinde, maddî tazminat talebinin 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında boşanmanın fer’îsi niteliğinde olduğunun bildirildiği, bu halde erkeğin boşanmanın ferisi niteliğinde olan maddî tazminat talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle erkeğin maddî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin, kadına oranla daha ağır kusurlu olması nedeniyle erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirttiği sebeplerle erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, tazminatlar ile tedbir ve iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirttiği sebeplerle kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında karşılıklı görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında tarafların kusurlu olup olmadığı, boşanma davalarının kabulü, nafaka ve tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.