Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10292 E. 2023/891 K. 08.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10292
KARAR NO : 2023/891
KARAR TARİHİ : 08.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün ikinci kez kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil işe gittiğinde davalının gizli kullandığı telefon hattı ile gizlice başka erkekler ile mesaj, telefon yoluyla görüşmeye başlayarak müvekkilini aldattığını, davalının daha önce de müvekkili aldattığı ve müvekkilin küçük çocukları için buna göz yumduğunu, davacı müvekkilini davalının aldattığını bütün çevre ve her iki tarafından aileleri tarafından da bilindiğini, 22.03.2018 tarihinde davacı müvekkilin bu olayları ailesine ve davalının ailesine söylediğini ve aldatıldığını davalının ailesine açıklandığını, bu tarihten sonra davacı müvekkilin davalının bulunduğu evine hiç gitmediğini, davalının evden ayrılmadan önce davacı müvekkillinin bütün kıyafetlerini makasla kestiğini, evde bulunan eşyalara zarar verdiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, yaşı küçük çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra sunduğu 30.05.2018 tarihli dilekçesiyle boşanmanın fer’îsi niteliğinde olmayan maddî ve boşanmanın fer’îsi niteliğinde olan manevî tazminat talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanmak istemediğini belirterek davacının davasının reddine, müşterek çocukların velâyetinin davalı anneye verilerek çocuklar lehine aylık ayrı ayrı 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı lehine 500.000,00’er maddî ve manevî tazminat ile aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiş, 09.05.2018 tarihli beyan dilekçesi ile de davacı erkeğin ailesinin etkisi ile hareket ettiğini, sürekli baskı uyguladığını, tartışmalarda sürekli şiddet ve hakarete uğradığını, iftira attığını, iddiaların asılsız olduğunu, hesaplarını boşalttığını, en son yaşanan olayda fiziksel şiddet uyguladığını, çocuklarla baba evinde olduğunu ve erkeğin arayıp sormadığını, maddî olarak ilgilenmediğini belirterek davanın reddini, aksi halde velâyetler ile nafaka ve tazminat talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 29.05.2019 tarih ve 2018/352 Esas ve 2019/448 Karar sayılı kararı ile davalının evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediği, davalının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velâyetlerin babaya verilmesine, kişisel ilişkiye, kadın lehine aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının iştirak nafakası talebi ile maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur durumunun hatalı değerlendirildiğini belirterek, lehine maddî ve manevî tazminat ile müşterek çocuklar lehine tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi ile kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının iptaline karar verilmesi istemiyle, davalı kadın vekili ise delillerin toplanmadan karar verildiğini, dosyada belirtilen telefon görüşme ve mesaj kayıtları üzerinde inceleme yaptırılıp bilirkişi raporu alınmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 19.11.2020 tarih ve 2019/1975 Esas ve 2020/1732 Karar sayılı kararı ile erkek tarafından açılan davada vakıa olarak müşterek evde kadına ait gizli bir telefon bulduğunu bildirilerek, söz konusu telefon görüşme ve mesaj kayıtlarının getirilmesi ve de bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin delillere dayanıldığı, davacı tarafından kendisinin adına kayıtlı olan ancak kadın tarafından kullanıldığı iddia edilen 0 530… 02 no’lu hat ile davalı adına kayıtlı olan ve gizlice kullanıldığı iddia edilen 0 551 … 89 no’lu telefon hatlarının olduğu bildirildiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada kadın adına kayıtlı olan gizlice kullanıldığı iddia edilen 0 551… 89 no’lu telefonun geriye dönük görüşme ve mesaj kayıtlarının getirtildiği, söz konusu telefonun getirtilen görüşme ve mesaj kayıtları incelendiğinde erkeğe ait olup kadın tarafından kullanıldığı iddia edilen 0 530.. 02 no’lu telefon hattıyla da görüşme kayıtlarının olduğu düşünüldüğünde, 0 551.. 89 no’lu telefonun görüşme ve mesaj kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmamasının hatalı olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının esası incelenmeksizin kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 03.11.2021 tarih ve 2020/478 Esas ve 2021/554K. Karar sayılı kararı ile davalının evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediği, davalının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velâyetlerin babaya verilmesine, kişisel ilişkiye, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacının maddî ve manevî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının iştirak nafakası talebi ile maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 29.03.2022 tarih ve 2022/171 Esas ve 2022/652 Karar sayılı kararı ile kadının, dava dilekçesinde, davacı tarafından şiddete uğradığına dair vakıaya dayandığı, delil olarak soruşturma dosyasını gösterdiği, bu dosyadan yargılama devam ederken, kadının suç tarihi 22.03.2018 olan Gaziosmanpaşa 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/292 E. 2018/538 karar sayılı dosyasında erkek hakkında yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verildiği bu durumda kadının delil olarak dayandığı söz konusu dosyanın gerekçeli kararda değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiği gerekçesi ile kadının bu yöndeki istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının esası incelenmeksizin kaldırılmasına ve davanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

E.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının sadakat yükümlülüğünü yerine getirmeyerek davacıdan habersiz kullandığı numara ile başka erkeklerle görüştüğü, birden fazla güven sarsıcı davranışlarının olduğu, bunu öğrenen davacı erkekte şiddetli elem ve hiddet oluşturduğu, bu duygular içerisinde bulunan ve öncesinde de kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığı kanıtlanamayan erkeğin sadece bu olay nedeniyle eşine basit nitelikte fiziksel şiddet uyguladığı ve ceza aldığı, bu nedenle boşanmaya neden olaylarda her iki tarafın da kusuru olmakla birlikte davalı kadının, davacı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu; yine davacı babanın müşterek çocukların bakım ve ihtiyaçları ile ilgilendiği, barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumuna göre ortak çocuğun sağlıklı gelişimi, eğitimi, bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması için velâyeti üstlenmeye engel bir durumun olmadığı, müşterek çocukların psiko-sosyal gelişimi ve uyum sağladığı yaşam koşulları, annenin çocukların bakımında gerekli özeni göstermemesi gözetildiğinde velâyetin babaya verilmesinin çocukların üstün yararına uygun olacağı, alıntı yapılan uluslar arası sözleşme hükümleri, Yüksek Yargıtay 2. Hukuk Daresinin kararlılık oluşturan görüşleri çocukların üstün yararıyla anne-babanın ebeveynlik duyguları çakıştığında çocuğun üstün yararına önem verilmesi anne-babanın yararlarının bununla çelişmediği ölçüde nazara alınması gerektiğinden velâyetin babaya verilmesinin çocukların üstün yararına uygun olduğu, annelik duygularının tatmini, çocukların fikri, bedeni ve ahlaki yönden gelişiminin sağlanması amacıyla müşterek çocuklar ile davalı arasında düzenli kişisel ilişki kurulması gerektiği gerekçesiyle, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin davacı babaya verilerek davalı anne ile aralarında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru daha ağır olan davalının yoksulluk nafakası talebinin reddine, yararına, 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddelerinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluşan erkek lehine yasal faiziyle 10.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata, usulüne uygun harcı yatırılarak açılmış bir davası bulunmadığından kadının maddî ve manevî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, boşanma, velâyet, tedbir ve yoksulluk nafakası, davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi yönlerinden kararı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı erkeğin dava dilekçesinde boşanma ve çocukların velâyetine ilişkin talebinin bulunduğu, maddî ve manevî tazminata dair talebinin bulunmadığı, bununla birlikte yargılama devam ederken ön inceleme duruşmasından önce dosyaya ibraz ettiği, 30.05.2018 tarihli dilekçesi ile 150.000,00’er TL maddî ve manevî tazminat talebinde bulunduğu ancak söz konusu dilekçenin ıslah dilekçesi mahiyetinde olmadığı, bu durumda davacının manevî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve yine davalının evi terk ederken değerli eşyaları yanına alması, davacının kıyafetleri ile ev eşyalarına zarar vermesi nedeni ile maddî tazminat talebi hakkında usulüne uygun açılmış, harcı yatırılmış bir davası bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesi tarafından, maddî ve manevî tazminat istemlerinin kabulüne ve yine davalının maddî ve manevî tazminat talebinin boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olması nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesiyle davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilerek kadının tazminatlara yönelik istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından süresi içinde sunulmayan deliller ile kusurlu bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, dosya somut delil olarak sunmuş olduğumuz Gaziosmanpaşa 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/292 Esas sayılı dosyası mahkemece dikkate alınmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, lehine hükmedilen nafaka miktarının düşük olduğunu, müşterek çocukların velâyeti için hazırlanan sosyal inceleme raporunu kabul etmediğini, yetersiz olduğunu, çocukların baskı altında dinlenildiklerini, mahkemeden çocukların mahkeme huzurunda dinlenilmelerini talep etmelerine rağmen taleplerinin dikkate alınmadığını, müşterek çocukların yaşlarının küçük olması sebebiyle anne sevgisine, ilgisine muhtaç olduklarını, babanın …’da gayri resmi eşi ve çocuğuyla yaşadığını, müşterek çocukların köyde babaanne ve dedeleriyle yaşadığını belirterek boşanma, kusur belirlemesi, velâyetler, nafakalar ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasında davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur durumları, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ve velâyetlerin babaya verilmesinin doğru olup olmadığı ve ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 336 ıncı, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci , Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddesi hükümleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.