Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10291 E. 2023/890 K. 08.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10291
KARAR NO : 2023/890
KARAR TARİHİ : 08.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından yoksulluk nafakasının reddi ile tazminatların miktarı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, nafakalar , tazminatlar ve kadının ziynet alacağı davası yönlerinden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusur belirlemesi ve kadının ziynet alacağı davasının kabulüne ilişkin hüküm davacı-karşı davalı tarafça istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davacı-karşı davalı erkeğin İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusur belirlemesi ile ziynet alacağı davası yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davacı-karşı davalı erkek vekilinin kusur belirlemesi ile kadının kabul edilen ziynet alacağı davası dışındaki, davalı-karşı davacı kadın vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 2012 yılında evlendiklerini, tarafların bu evliliklerinden müşterek çocuklarının dünyaya gelmediğini, tarafların evlenmelerinden sonra davacının kamu personeli seçme sınavlarına girdiğini, davalının müvekkilinin evde ders çalışmasını dahi sorun ettiğini, müvekkilinin davalının davranışlarını düzeltebileceği umudu ile tüm haksız davranışlarına katlandığını, davalının 2013 yılı şeker bayramında müşterek evlerini terk ederek Palu’da babasının evinde oturmaya başladığını, davalının aile içerisinde de müvekkilin annesi ve diğer aile bireylerine karşıda sürekli kavgacı bir tutum sergilediğini, taraflar arasındaki evliliğin devamında sosyal ve hukuksal yararda kalmadığını, açıklanan nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davacının ailesinin de etkisi ile evde çıkarmış olduğu kavgalarla ortak yaşamı çekilmez hale getirdiğini, sürekli dışarıya giden, eviyle ilgilenmeyen müvekkilini birlik oturmak zorunda bırakan, yeğenlerinin bakım ve gözetimini dahi müvekkiline yaptıran, müvekkilinin sakat babası ile alay ettiğini erkeğin sürekli fiziksel şiddet uyguladığını ve üzerinde büyük baskı kurduğunu, hakaret ettiğini, müvekkilini sürekli aşağıladığını, tüm bu açıklanan nedenlerle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın ve 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının müvekkiline ödenmesine, ziynet eşyalarının aynen müvekkiline iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 12.06.2019 tarih, 2016/7 Esas, 2019/278 Karar kararı ile tam kusurlu erkeğin davasının reddine, kadının karşı davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının nafaka artırım talebine ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine 7.000,00 TL maddî, 6.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı-karşı davalı erkek vekili kusur belirmesi, reddedilen davası, kadın lehine hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar ile nafaka ve ziynet eşyası davası yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından tazminatların miktarları ile yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 22.04.2021 tarih ve 2020/414 Esas ve 2021/1102 Karar sayılı kararı ile dosya kapsamındaki dilekçelerde ve tanık beyanlarında kadının erkeğin ailesinden gördüğü baskı nedeniyle hasta olduğu hastaneye yattığının belirtilmesi ve kadının sunduğu ikinci cevap dilekçesinin deliller kısmında Elazığı Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde gördüğü tedaviye ilişkin kayıtlara delil olarak dayanması karşısında, anılan hastane kayıtları da celp olunarak mahkemece kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması, gerekirse 4721 sayılı Kanun’un 462 nci maddesinin 8 inci fıkrası uyarınca işlem yapılması ve sonucuna göre yargılamanın bekletilmesi gerekirken, bu yönler göz önünde tutulmadan yargılamaya devam olunması usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin tarafların birlikte yaşaması için müşterek konut oluşturmadığı, Irak’ta çalışmaya gittiği, kadını ailesi ile birlikte yaşamak zorunda bıraktığı, kadının erkeğin ailesinin kötü muamelesine maruz kaldığı, erkeğin kardeşinin engelli iki çocuğuna baktığı, ağır işler yaptığı, eşiyle ilgilenmediği, tarafların boşanma dava tarihine kadarki dört yıllık süreçte yalnızca dokuz ay bir arada yaşadıkları, tarafların uzun bir süre ayrı yaşadıkları ve bir daha bir araya gelemedikleri, taraflar arasında fiili birliktelik bulunmadığı, evliliğin devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığı, erkeğin ileri sürdüğü boşanma sebeplerinin ispat edilemediği, Palu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/1135 Esas sayılı dosyasında kadın lehine aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kadın için Palu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin hükmettiği nafanın attırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gibi düğününde takılan ziynet eşyalarının kadına iade edilmediği gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusurlu olan erkeğin müvekkiline nafaka ödemesi gerektiği, bu nedenlerle dava tarihinden geçerli olmak üzere müvekkilim lehine aylık 1.000,00 TL nafakaya hükmedilmesi talep edilmesine rağmen nafaka talebinin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gibi tazminat miktarlarının da oldukça düşük olduğunu belirterek kararı yoksulluk nafakasının reddi ve tazminatların miktarları yönünden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.09.2022 tarihli ve 2022/1967 Esas, 2022/2155 Karar sayılı kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, erkek eşin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu bulunması, evlilik süresi, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ile kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın eş yararına yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, kadın eş yararına, Palu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi’nin 2013/1135 E., 2014/890 K. sayılı kararı ile aylık 700,00 TL olarak takdir edilen nafaka, 4721 sayılı Kanun’un 197 nci maddesi gereğince tedbir nafakası olup, bu nafaka boşanma kararının kesinleşmesi ile kendiliğinden kalkacağı, yoksulluk nafakasına ancak boşanma davasında karar verilebileceği, bu durumda yanılgılı değerlendirme ile boşanma kararının kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkacak olan anılan karar ile 4721 sayılı Kanun’un 197 nci maddesi gereğince hükmolunan tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devam edeceğinden bahisle boşanmakla yoksulluğa düşecek olan kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kadın yararına 35.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilerek kadının yoksulluk nafakası ve tazminat miktarları yönünden istinaf talebi kabul edilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararı temyiz etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı yönünden kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilme koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 169 uncu maddesi, 197 nci maddesi hükümleri; 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı-karşı davalı erkeğin kusur belirlemesi ile kadının kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Tarafların diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.