Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10271 E. 2023/880 K. 08.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10271
KARAR NO : 2023/880
KARAR TARİHİ : 08.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; davalı erkeğin sürekli eşine hakaret ettiğini, küçük düşürücü eylemler sergilediğini, farklı zamanlarda müvekkiline şiddet uyguladığını, başka kadınlarla görüşmeler yaptığını, bu görüşmelerin müvekkili tarafından davalının telefonundan görüldüğünü, sağlık görevlisi olarak hac döneminde Arabistan’a gittiği sırada yine orada sağlık görevlisi olarak bulunan V.T. isimli bir kadınla tanıştığını ve onunla görüşmeye başladığını, tarafların birliktelik yaşamaya başladıklarını, davalının kadına bekar olduğunu söylediğini, kadının ailesi ile de tanıştığını, evde iken odanın kapısını kilitleyerek görüntülü konuşmalar yaptığını, bu konuşmalarda aşk sözcükleri ve öpücük seslerini işiten müvekkilinin bu durumu davalıya sorması üzerine hakaret ve tehditlere uğradığını evden kovulduğunu, boşanmak isteyen müvekkiline fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, eline bıçak alan davalının müvekkilini ölümle tehdit ettiğini, daha önce K. isimli kişiden dayak yiyen davalı karakola giderek darp ve cebir izlerinin kendisine davacının yaptığını söyleyerek yalan beyanda bulunduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, müvekkili için 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı asıl cevap dilekçesinde özetle; eşini çok sevdiğini, ondan maddî manevî tazminat ve nafaka istemediğini, eşinin anksiyete ve depresif bozukluk tanısı ile tedavi gördüğünü, boşanma davasını ani bir karar ve öfke ile verdiğini, eşine hiç bir zaman fiziksel şiddet uygulamadığını, eşini aldatmadığını, davacı kadının Karaisalı Devlet Hastanesine kendisinin haberi ve bilgisi olmadan tayin istediğini, giderken evde bulunan para ve altını da alıp gittiğini, evi terk edip gidenin eşi olduğunu, evde uyuduğu sırada davacının kafasına sert bir cisimle vurduğunu, buna ilişkin darp raporu kolluk kuvvetleri tutanaklarının mevut olduğunu, daha sonra mutfaktan bıçak alarak bu evden git yoksa polisi çağırıp beni bıçakladığını söyleyeceğim diyerek polis diye bağırdığını, eşinin ağzını bağırmasın diyerek tuttuğundan dolayı dudağında şişlik ve morluk oluştuğunu, davacının babasının kendisini arayarak kızından boşanırsa otuz bin lira vereceğini aksi halde kendisini öldüreceği tehdidinde bulunduğunu, önce eşinden şikayetçi olurken sonradan şikayetinden vazgeçtiğini, eşinin maddî manevî tazminat talebinden vazgeçmesi halinde karar verilmesini lakin davaya devam edilmesi halinde şahsınında tazminat talep edeceğini beyan etmiş, duruşmadaki beyanlarında ise eşini sevdiğini ayrılmak istemediğini, davalıdan hiç bir talebinin olmadığını, davanın reddini talep ettiğini, her insanın hata yapabileceğini, davanın öncelikle reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının V.T. isimli kadınla telefonla 4957 defa iletişime geçtiği, eşinin dudağına vurmak suretiyle şiddet uyguladığı ve davalının güven sarsıcı tutum ve davranışlar sergilediği, davacının ise … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/546 esas sayılı dosyasından hakkında basit yaralama suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği fakat bu kararın maddî anlamda kesin hüküm teşkil etmediği, davalının tanık bildirmediği, cevap dilekçesinde de sadece dava dilekçesindeki iddaları inkar ettiği bu haliyle davacıya kusur atfedilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından davalının tam kusurlu olduğuna vicdani kanaat edinildiği gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, davacı kadın için 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı asıl istinaf dilekçesinde özetle; eşini sevdiğini boşanmak istemediğini, kendisine yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, kadının eşyaları alarak evi terkettiğini, babasının kendisini tehdit ettiği, erkeğin ceza davasına konu olaydan beraat etmiş olmasının mahkemece dikkate alınmadığını, tazminat talepleri hakkında karar verilmediğini, aleyhine tazminata, vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin anayasal eşitliğe ve hakkaniyete aykırı olduğu, ödeme gücünün bulunmadığını belirterek; hükmün tamamı yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içeriğine ve dosyadaki yazılara göre, İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi, kusur tespiti ve davanın kabul gerekçesinin doğru olduğu, davacının davasını ispatladığı, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, tarafların sosyal-ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı kadın yararına maddî-manevî tazminat takdirinin doğru olduğu, ayrıca takdir edilen miktarların fahiş olmadığı, davanın kabulü nedeniyle yargılama giderlerinin davada haksız çıkan davalıdan tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalının süresi içerisinde usulüne uygun maddî-manevî tazminat talebinin olmadığı gibi boşanmaya yol açan olaylarda tam kusurlu olması nedeniyle maddî-manevî tazminat talebi hakkında karar verilmemesinin doğru olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı asıl temyiz dilekçesinde özetle; asıl kusurlu olanın eşi olduğunu mahkemece delillerin yeteri kadar değerlendirilmediğini, her şeye rağmen eşini çok sevdiğini ve boşanmak istemediğini, ilk evliliğinden olan çocuğu için de nafaka ödediğini, bu nedenle maddî durumunun kötü olduğunu, asgari yaşam giderlerini dahi karşılayamadığını, tazminat taleplerinin mahkemece dikkate alınmadığını, pozitif ayrımcılık nedeniyle hakkının gasp edildiğini belirterek; hükmün tümü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına tazminata hükmolunması şartlarının ve miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 369 uncu 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.