Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10221 E. 2023/614 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10221
KARAR NO : 2023/614
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Almanya’da, davalının ise …’da ikamet ettiğini, davalının Almanya’da yaşaması için prosedürlerin bir an önce tamamlanması adına 09.01.2018 tarihinde nikahlandıklarını, nişan yüzüklerinin takılması için davacı …’a gittiğinde davalının davacının hediye ettiği saatin Almanya’dan alınmadığını söyleyerek davacıya fırlattığını, nikah akdinin yapılacağı gün davalının davacının aldığı yüzüğü bu yüzüğü sen değil annen aldı, ben bunu takmam diyerek kabul etmeyip attığını, arkası kesilmeyen istekler üzerine davacı maddî destek için ailesiyle konuşması gerektiğini söyleyince davalının telefonda davacıya hakaret ettiğini, davacının ailesiyle paylaşımlar yapması üzerine davalının sürekli hakaret ettiğini, davalının davacıya evlenirsek ailen ile görüşmeyeceksin, annenler bize gelmeyecek diyerek baskı kurduğunu, davalının her seferinde hakaret ettiği, davacı ve ailesinin Ağustos ayında davalıyı Almanya’ya götürmek için geldiklerinde davalının ailesinin davalıyı Almanya’ya göndermekten vazgeçtiklerini belirtip ağır ithamlarla davacı ve ailesini geri çevirdiklerini, tüm çabalara rağmen davalının her seferinde bağırıp hakaret ettiğini, nikah akdinin davalının Almanya’da yaşaması için gerekli prosedürün tamamlanması gerektiğinden yapıldığını ancak tarafların aynı çatı altında bir araya gelerek yaşamadıklarını, davalının Almanya’ya gitmekten vazgeçtiğini söylediğini beyanla, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, boşanma nedeniyle 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Dava dilekçesi davalıya 15.04.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı yasal süresinde davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;davacı tanıklarının davacı erkeğin dilekçelerinde dayandığı ve boşanma sebebi olarak sürdüğü vakıaları ve maddî olayları doğrular somut görgüye dayalı beyanlarda bulunmadığı, davacı tanığının davalının davacının annesine ağ..s..rım şeklinde beyanda bulunduğunu beyan etmiş ise de davacının dava dilekçesi ile davalının, davacının ailesine (annesine) hakaret ettiği vakıasına dayanmadığı, bu nedenle davalı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, yapılan yargılamada davacının davalı kadına kusur olarak yüklediği vakıaları toplanan deliller ile usulüne uygun olarak ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine, davalı kadın lehine 350,00 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin Almanya’da yaşadığını ve davalı ile görücü usulüyle evlendiklerini, davalıyı Almanya’ya götürmek istediklerinde davalının ailesinin kızlarını Almanya’ya göndermekten vazgeçtiklerini belirtip ağır ithamlarda bulunarak davacı ve ailesini geri çevirdiklerini, davalının davacıya evlendikten sonra ailesi ile görüşmemesini söylediğini, dava dilekçesinde davalının hakaret ettiğinin belirtilmesine ve davacı tanığının da, davalının davacının annesine küfür ettiğini beyan etmesine rağmen tanık beyanının dikkate alınmadığını, fiili olarak yaşanan bu ayrılıkta davalı tarafın kusurlu olduğunu, ancak bunun yerel mahkemece hatalı değerlendirildiğini, tarafların tekrar bir araya gelmesinin mümkün olmadığı da gözönünde bulundurularak yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ileri sürülen istinaf nedenleri, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve davacı tanığının davalının, davacının annesine küfür ettiğine dair beyanının, davacı tarafça davalıya izafe edilmediğinden kusur olarak belirlenmemesinin doğru olduğu, İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, davalının ailesinin kızlarını Almanya ya göndermekten vazgeçtikleri gibi ağır ithamlarda bulunduklarını, davalının alınan hediyeleri fırlatıp attığını, davacıya hakaret ettiğini, davacıya evlendikten sonra ailesi ile görüşmemesini söylediğini, davalının, davacının annesine küfür ettiğinin tanık beyanında belirtildiğini, buna rağmen dikkate alınmadığını, fiili olarak yaşanan bu ayrılıkta davalı tarafın kusurlu olduğu halde yerel mahkemece hatalı değerlendirildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında, tarafların kusurunun varlığı, hangi taraftan kaynaklandığı, boşanma, tedbir nafakası ve manevî tazminat noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Meden Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 169 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle davalı kadının kayınvalidesine hakaret ettiğine ilişkin tanık beyanının yeri, zamanı, sebep ve saiki açıklanmayan soyut beyanlar olduğunun ve hükme esas alınmamasının yerinde olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023tarihinde oy birliğiyle karar verildi.