Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10195 E. 2023/945 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10195
KARAR NO : 2023/945
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına, davalı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine ve davalı kadın tarafından usulüne uygun olarak açılan ziynet alacağı davasının olmaması nedeniyle bu husus hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü hükmün kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına, davacının tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine ve davalı kadın tarafından usulüne uygun olarak açılan ziynet alacağı davasının olmaması nedeniyle bu husus hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesiyle; eşi ile anlaşmazlıklarının olduğunu, düzenli aile birlikteliklerinin olmadığını, aralarında samimiyet bulunmadığını, erkeğe ve erkeğin ailesine karşı saygısız tutumlarının olduğunu, aralarınca ceza davalarının bulunduğunu, yedi aydır ayrı yaşadıklarını iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Dava dilekçesi davalı kadına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı kadın tarafından davaya süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. Davalı kadın vekili esasa cevap süresinden sonra sunduğu beyan dilekçesi ile davanın reddini talep ederek boşanmaya karar verilmesi halinde kadın lehine 80.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminat, 800,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL ziynet alacağı bedelinin tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 24.03.2021 tarih ve 2017/695 Esas, 2021/150 Karar sayılı kararı ile davalı kadının süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı, inkara yönelik olarak dinlenen tanık ifadelerinden erkeğin herhangi bir kusurunun ispatlanamadığı, kadının eşine karşı tepkisel nitelikteki davranışları ile tarafların karşılıklı eylemlerinin kusur olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, tanık beyanlarının duyuma dayalı olması nedeniyle davacı erkeğin davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle taraflar kusursuz bulunarak davacının davasının reddine, kadın yararına tedbir nafakasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekilinin reddedilen boşanma davası ve aleyhine hükmedilen tedbir nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 30.06.2021 tarih ve 2021/648 Esas, 2021/682 Karar sayılı kararı ile davacı erkeğin tanık delili yanında taraflara ilişkin olarak … 5. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2017/352 Esas sayılı dava dosyasına da dayandığı, mahkemece bu dosyanın incelenmeyerek eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, yine mahkemece hangi tanık beyanının duyuma dayalı olduğunun ve kadının hangi davranışlarının eşinin ne türden hareketlerine tepki olarak ortaya konulduğunun kararda açıkça belirtilmeyerek yetersiz gerekçe ile karar tesis edilmesi nedeniyle İlk Derece Mahkemesi hükmünün erkeğin hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu değerlendirilerek kararın kaldırılmasına, tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilmek suretiyle yeniden karar verilmek üzere sair itirazlar incelenmeksizin dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 11.01.2022 tarih ve 2021/317 Esas, 2022/15 Karar sayılı kararı ile davalı kadının eşine ve eşinin ailesine karşı saygısız ve aşağılayıcı nitelikte sözler söylediği, bu şekilde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğundan bahisle davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, davalı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, kadın tarafından usulüne uygun açılan ziynet alacağı davası olmadığı için bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili; dava dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat taleplerinin reddi yönünden, davacı erkek vekili ise katılma yoluyla aleyhine hükmedilen tedbir nafakası ile tazminat talepleri hakkında karar verilmemiş olması yönünden istinaf başvurusunda bulunması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 25.04.2022 tarih ve 2022/596 Esas, 2022/578 Karar sayılı kararı ile davacı erkeğin tazminat talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, kabule göre de davacı erkeğin mernis adresinin davalı kadının oturduğu adresten farklı olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre davalı kadına dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmiş olduğundan bahisle kararın yukarıda gösterilen sebeple kaldırılmasına, tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilmek suretiyle yeniden karar verilmek üzere tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 05.07.2022 tarih ve 2022/227 Esas, 2022/367 Karar sayılı kararı ile; davalı kadının eşine ve eşinin ailesine karşı saygısız ve aşağılayıcı nitelikte sözler söylediğinden bahisle boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ve 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine geçici önlem niteliğinde aylık 300,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, davalı kadının tam kusurlu olması nedeniyle tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davacı erkeğin dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra 01.02.2018 tarihli talep açıklama dilekçesi ile ıslah dilekçesi sunulmaksızın ve karşı tarafın açık muvafakati olmaksızın maddî ve manevî tazminat taleplerinin iddianın genişletilmesi mahiyetinde olduğu yönündeki tespit ile davacı erkeğin tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın tarafından usulüne uygun olarak açılan bir ziynet alacağına ilişkin dava olmaması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinin davalı kadına usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, davacının dava dilekçesinde her iki tarafın da adreslerini aynı olarak bildirdiğini ve tebligattan haberdar edilmediğini, cevap dilekçesinin süresinde kabul edilmemesine bağlı olarak davacı erkeğin kusurlarına ilişkin ileri sürdüğü iddiaların mahkemece dinlenmemesinin kanuna aykırı olduğunu, boşanmaya sebebiyet verecek derecede bir kusurunun olmadığını belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2022 tarihli ve 2022/1261 Esas, 2022/1226 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince kadının kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yargılama yapıldığı, davalı kadının süresinde davaya cevap vermediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğundan bahisle davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesinin davalı kadına usulüne uygun tebliğ edilmediğini, davacı erkeğin eşine karşı silahla tehdit eylemi nedeniyle ceza aldığını, davacı erkeğin tam kusurlu olduğunu belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkek tarafından açılan davanın kabulü, şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, dava dilekçesinin davalı kadına usulüne uygun şekilde tebliğ edilip edilmediği cevap dilekçesinin süresinde olup olmadığı, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 127 inci, 128 inci ve 141 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.