Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10191 E. 2023/1145 K. 16.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10191
KARAR NO : 2023/1145
KARAR TARİHİ : 16.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1846 E., 2022/1843 K.
DAVACI-DAVALI : … vekili Av. …
DAVALI-DAVACI : … Av. …
DAVA TARİHİ : 28.05.2019-23.11.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/400 E., 2022/415 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve eşya alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadının asıl boşanma davasının, birleşen zinaya dayalı boşanma davasının, ziynet ve eşya davalarının reddine; davalı-davacı erkeğin eşya davasının ve birleşen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, ailesinin müdahalelerine, şiddet ve hakaretlerine sessiz kaldığını, ilgisiz olduğunu, ailesi ve arkadaşları ile zaman geçirdiğini, alkol aldığını, maddî ve manevî destek olmadığını, ortak çocuk üç yaşındayken ailenin kadının annesine şiddet uyguladığını, evden dışarı çıkarmadıklarını, kadının sosyal yaşamının kalmadığını, düğünde takılan, mehir olarak verilen ve ortak çocuk için verilen ziynet eşyalarının erkek ve ailesi tarafından alınıp erkeğin babası üzerine kayıtlı ev alındığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun ve doğacak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri için aylık 1.000,00TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 100.000,00 TL maddî, 1.00.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, ziynet ve ev eşyalarının aynen teslimine, mümkün olmadığı takdirde bedeline karşılık şimdilik 1000,00 TL ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-davalı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarının taraflar evlendiğinde kadının annesinin kasasına konduğunu ancak erkeğin 5-6 ay önce gidip kasadan ziynetleri aldığını, kadının ziynetleri çocuğun mevlüdünde taktığını ancak daha sonra ziynetlerin yeniden alındığını, ziynetlerin erkeğin babasına alınan ev için kullanıldığını, erkeğin cinsel şiddeti oldunu, kadının ses ve görüntü kaydını aldığını ve eşine nişanlıyken cinsel tacizde bulunması nedeniyle kadının intihara kalkıştığını iddia ederek ve dava dilekçesindeki iddialarını yineleyerek dava dilekçesindeki taleplerine hükmedilmesini talep etmiştir.

3.Davacı-davalı kadın vekili 20.10.2020 tarihli dilekçesiyle ziynet alacağı davasını bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının uyuşturucu satın alırken yakalandığını, şiddet yanlısı, kıskanç ve agresif olduğunu, her tartışmada eşini evden kovup kilitleri değiştirdiğini, sürekli eşinden şüphelenerek onu kontrol ettiğini, bu davranışları nedeniyle erkeğin rencide olduğunu, tartışmalarda kendine fiziken zarar verdiğini, eşine ve ailesine hakaret ettiğini, ortak çocuk üç aylıkken yaşanan olayda annesinin aileye ve erkeğe hakaret edip şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, bıçak çektiğini, “seni aldatıyorum, 3-4 aydır biriyle konuşuyorum” dediğini, ziynetleri bozdurup kendi borçları ve ihtiyaçları için harcadığını, bir kısmını kendi babasına borç verdiğini, bir kısmını da kadının annesinin kasası olduğunu söyleyip ona verdiğini iddia ederek; kadının boşanma, ziynet ve eşya alacağı davasının reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadın hakkında asıl dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları yinelemiş, kadının sadakatsiz olduğunu, ev işleri ve çocuklarla ilgilenmediğini ve ev eşyalarının kadında kaldığını iddia ederek tarafların zina, mümkün olmaması halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin kadının zina yaptığını ispatlayamadığı, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda güven sarsıcı ve kıskanç davranışları bulunan kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe kusur olarak yüklenebilecek bir davranış bulunmadığı, kadın lehine yoksulluk nafakası ve tazminatlara hükmedilmesi için gerekli yasal koşulların bulunmadığı, kadının ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığı iddiasını ispatlayamadığı, duruşmada bilirkişi raporundaki ev eşyalarının kendisinin kullanımında olduğunu bildiren kadının eşya talebinin reddinin gerektiği ve erkeğin talep ettiği eşyaların kendisine ait olduğunu ve kadında kaldığını ispatladığı gerekçesi ile; kadının boşanma davasının reddine, erkeğin zinaya dayalı boşanma davasının reddine, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocukların her biri için ara kararı ile hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle her biri için 350,00 TL’ye çıkarılmasına, her bir çocuk için aylık 400,00 TL iştirak nafakasının babadan alınarak anneye ödenmesine, kadın için ara kararı ile hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 400,00 TL’ye çıkarılmasına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, 8.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe ödenmesine, kadının ziynet ve ev eşyası talebinin reddine, erkeğin eşya talebinin kabulü ile kararda belirtilen eşyaların erkeğe aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin iadesine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının boşanma davasının kabulünün ve erkeğin boşanma davası ile manevî tazminat talebinin reddinin gerektiğini, nafakaların miktarının az olduğunu, kadın lehine yoksulluk nafakası ve tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini belirterek; kadının boşanma, ziynet ve ev eşyası davasının reddi, erkeğin boşanma ve ev eşyası davasının kabulü, kusur belirlemesi, redddedilen ve aleyhe hükmedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda eşine süregelen şiddet uygulayan erkek ile kıskanç davranışları olan … isimli kişi ile para ve uyuşturucu alışverişi işine giren kadının eşit kusurlu olduğu, erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşmadığı, çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakalarının az olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, erkeğin ev eşyaları talebinin kabulünün hatalı olduğu gerekçesi ile; kadın tarafından açılan davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, çocukların her biri için aylık 600,00 TL iştirak nafakasının babadan alınarak anneye ödenmesine, aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine ve erkeğin eşya alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tarafların vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin boşanma davasının reddinin gerektiğini, nafakaların miktarının az olduğunu, kadın lehine tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini belirterek; kadının ziynet davasının reddi, erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, tarafların arasındaki en son fiziksel şiddet vakıasından sonra kadının erkeği affettiğini, kadının boşanma davasının kabulünün yerinde olmadığını, erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, çocukların velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, iştirak nafakası miktarlarının fazla olduğunu ve kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yerinde olmadığını belirterek; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat, velâyet, iştirak nafakalarının miktarı, yoksulluk nafakası ve kadının davasında aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki tarafın boşanma davalarının kabulü ve kadının ziynet alacağı davasının reddinin yerinde olup olmadığı, tarafların tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği ve kadın ve çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 1 inci, 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 230 uncu maddesi ve 236 ncı maddesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden …’e yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanılması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıdaki yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Canan’a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.