Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10187 E. 2023/875 K. 08.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10187
KARAR NO : 2023/875
KARAR TARİHİ : 08.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile gerekçenin düzeltilmesine, kısmen esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 5. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki çocuğun annenin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … velisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin düzeltilmesine, sair taleplerin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … velisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı … ile boşandıklarını, ortak çocuklar … … ve …’in velâyetinin kendisine verildiğini, çocuklar ile annenin soyadı farklılığının günlük yaşamda zorluklara sebebiyet verdiğini, davalı babanın Fetö terör örgütüne üye olmaktan dolayı hükümlü olduğunu, boşanma sonrası babanın çocuklara yönelik maddî yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia ederek; ortak çocuklar … … ve …’in soyadının kendi kızlık soyadı olan … olarak değiştirilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı velisi cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların gerçeği yansıtmadığını, davacının asıl amacının çocuklarla baba arasındaki tüm bağı koparmak olduğunu, şahsi kini sebebi ile bu davayı açtığını, çocuklarla şahsi ilişki kurulması içi dava açıldığını, kadının çocuklarla baba ve ailesini görüştürmediğini, davacının dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların hukuki bir dayanağı bulunmadığını bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Anayasa Mahkemesi’nin 2010/119 Esas, 2011/165 Karar 08.12.2011 tarihli kararı ile 21.06.1934 günlü 2565 sayılı Soyadı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının “Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk arasında tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği ve seçeceği adı alır” biçimindeki birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olup, ayrıca çocukların anne soy ismini almasının çocuğun menfaatlerini zedeleyeceği yönünde herhangi bir delil de bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların müşterek çocukları … ili, … merkez ilçesi, … Kasabası, Cilt no:97, Hane No:47, BSN:96’da kayıtlı, … ve … oğlu, 15.12.2014 Konak doğumlu, …158 T.C kimlik no ile nüfusa kayıtlı … … ve aynı yer BSN: 101’de kayıtlı, … ve … kızı, 17.03.2016 Torbalı doğumlu, …986 T.C kimlik no ile nüfusa kayıtlı …’in “…” olan soy isimlerinin “…” olarak değiştirilmesine, yargılama giderinin ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmiştir. Mahkeme 13.04.2022 tarihli tavzih kararı ile yargılama gideri vekâlet ücreti yükletilen davalı tarafın … olduğu belirtilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … velisi tarafından hem asıl karar hem tavzih kararına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı velisi istinaf dilekçelerinde özetle; tavzih ile kararla taraflara yüklenen haklar ve borçların sınırlandırılıp genişletilemeyeceğini, çocuklarının babalarının içinde bulunduğu durumun geçici olduğunu, ileri sürülen nedenlerin haklılık durumu bulunmadığını, davacının şahsi düşüncesi nedeni ile bu davayı açtığı, sonucun çocukların psikolojilerini bozacağı, mahkeme kararına rağmen çocuklarla babanın ve ailesinin görüşmesine izin vermediğini belirterek usul ve kanuna aykırı asıl ve tavzih kararının kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama gideri yönünden kararın tavzih edilmesinde herhangi bir yanlışlığın bulunmadığı, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru sonucunda verdiği ihlal kararlarının soyut ve somut norm denetiminden farklı olarak, sadece başvuruda bulunan kişi ve başvuruya konu idari işlem ya da karar açısından geçerli ve bağlayıcı olduğu ancak velâyet hakkına sahip annenin ortak çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesine yönelik açılan başkaca davalarda da benzer yargısal kararların bireysel başvuru konusu yapılması halinde Yüksek Mahkemece, bundan sonra da hak ihlalinin tespit edilebileceği ve ihlalin sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolunun açılacağını, Anayasa Mahkemesi’nin belirtilen kararları kapsamında çocuğun üstün yararı ilkesinin de irdelenmesi gerektiği, soyadının değiştirilmesinde küçüklerin yüksek yararının bulunmakta olduğunun davacı tarafça ispatlanması gerektiği, davalı tarafın ispat mükellefiyeti bulunmadığı, buna rağmen ” …çocukların anne soy ismini almasının çocuğun menfaatlerini zedeleyeceği yönünde delil bulunmadığı…” belirtilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, dosya kapsamından tarafların boşandıkları ve çocukların velâyetinin anneye verildiği, davalı babanın … 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/32 Esas, 2019/416 Karar sayılı ilamı ile Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 7 yıl 12 ay hapis cezası aldığı ve kararın kesinleştiği, tanık beyanından çocukların anneleri ile soyadı farklılığının sorunlara sebebiyet verdiği, buna göre çocukların annenin soyadını kullanmalarının yüksek yararlarına olduğunun ispatlandığı, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi isabetli ise de, karar gerekçesi hatalı olduğu gerekçesi ile; karar gerekçesinin belirtilen şekilde düzeltilmesine, davalı velisinin sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … velisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı velisi temyiz dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddiaları doğru olmadığı gibi talebine de kanunun cevaz vermediği, çocukların babalarının içinde bulunduğu durumun geçici olduğu, davacının çocukların yararını gözetmediğini, yaşları küçük olan çocukların sosyal ortamdan olumsuz etkilenmeyecekleri, davacının çocuklarla babalarının bağlarını tamamen koparmaya çalıştığını, sadece velâyet hakkının soyadını değiştirme yetkisi vermemesi gerektiği aksi halde velâyetin babaya verilmesi halinde de babanın bu hakkını kullanmak isteyeceği, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı anne tarafından açılan çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davasında annenin soyadını kullanmakta haklı sebebin varlığının ve çocukların üstün yararının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10 uncu, 41 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 27 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı velisince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.