Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10121 E. 2023/533 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10121
KARAR NO : 2023/533
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, maddî tazminat ve nafakalar yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından boşanma hükmü, kusur belirlemesi, maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine hükmedilmiş ve davalı erkek vekili karara karşı kusur belirlemesi, maddî tazminat ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Boşanma hükmü davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusuna konu edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle, davalı erkek vekilinin istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, ihtiyaçları karşılamadığını, doğalgaz kullanımını kısıtladığını, ilgisiz olduğunu, hakaret ve küfür ettiğini, başka kadınlarla görüştüğünü, hamilelik ve doğum sürecinde eşiyle ilgilenmediğini, çocuğun ismini verirken eşine danışmadığını, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadının ailesiyle görüşmesini kısıtladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocuk için aylık 1000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, sıklıkla evi terk edip ailesine gittiğini, sürekli ailesi ile yaşamak istediğini, erkeğin açtığı boşanma davasından feragat ettiğini, akabinde tarafların biraraya geldiğini ancak bir hafta sonra kadının evden ayrıldığını, barışmak için ailesi ile birlikte yaşamalarını şart koştuğunu iddia ederek, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini ve erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin ekonomik yükümlülüklerini ihmal ederek birlik görevlerini yerine getirmediği, ihtiyaçları karşılamadığı, doğum yapan kadını ve çocuğunu hastaneye giderek görmediği, hastane masraflarını karşılamadığı ve bu suretle tam kusurlu olduğu, kadın lehine maddî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve 450,00 TL iştirak nafakasının babadan alınarak anneye verilmesine, aylık 350,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasının ve 15.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin üzerine atılı kusurların ispatlanamadığını ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu belirterek kusur belirlemesi, erkek aleyhine hükmedilen maddî tazminat ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin üzerine atılı kusurların ispatlanamadığını, tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, erkeğin eşinin doğumuna gitmeme nedeninin fiili ayrılıkta çıkabilecek bir kavgaya sebebiyet vermemek olduğunu ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu belirterek boşanma hükmü, kusur belirlemesi, erkek aleyhine hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadın eş lehine maddî tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının bulunup bulunmadığı ve hükmedilen maddi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı erkek vekilinin boşanma hükmüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı erkek vekilinin sair hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.