Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10095 E. 2023/630 K. 21.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10095
KARAR NO : 2023/630
KARAR TARİHİ : 21.02.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, ilgisiz ve sorumsuz olduğu, fikren anlaşamadıklarını, son 10 yıl içinde karı-koca ilişkileri yaşamadıklarını, son 10 yıldır hiç konuşmadıklarını, davalının sürekli baskı uyguladığını, evden kovduğunu, psikolojik baskı uyguladığı, tehdit ettiğini, erkeğin anne babasının müvekkili dövüp, sövdüğünü, artık evlilik birliğini yürütemediklerini iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin ortak velâyet olarak verilmesine, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 800,00 TL tedbir- iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 2.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 70.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, aksine kadının evlilik süresi boyunca müvekkiline karşı soğuk davrandığını, yatağını ayırdığını, iletişim kurmadığını, dışladığını, ilgisiz olduğunu, eşi olmadan tatile gittiğini, müvekkilin ailesini istemediğini, tehdit ettiğini, kayın validesine kumanda fırlattığını, hakaret ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, müsrif olduğunu, araba istediğini ve eşine kase fırlattığını iddia ederek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereği tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, ayrıca müvekkili lehine 70.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlilik hayatında birbirlerinden beklenen görev ve sorumluluklarını yerine getirmedikleri, yaklaşık 10 yıldır karı-koca hayatı yaşamadıkları, bu durumun her iki tarafında hayatlarına devam etmeleri noktasında olumsuzluklara neden olduğu, gelinen aşamada evlilik birliğinin yeniden kurulmasının mümkün olmadığı,kadının geliri ve işi nedeniyle erkeği küçük gördüğü, kendisini daha güzel şeylere layık olduğunu söylediği, erkekten kendisine özel … istediği bu şekilde psikolojik şiddet uyguladığı, erkeğin ise evi ve çocukları ile ilgilenmediği, sürekli televizyon izlediği, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, 16.06.2020 tarihli ara karar ile müşterek çocuklar yararına hükmedilen aylık ayrı ayrı 750,00 TL tedbir nafakasının, karar tarihinden itibaren aylık ayrı ayrı 800,00 TL’ye artırılmasına ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 500 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl TEFE – TÜFE oranında artırılmasına hükmedilmiş, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın ile çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, kadının tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, kadın ile çocuklar yararına hükmedilen nafakalar, nafakalara artırım uygulanması, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı kadına yüklenen kusurlara ilişkin tanıkların görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, bir kısım beyanların davalı – karşı davacı erkekten aktarılan beyanlar olduğu, taraflardan aktarılan, duyuma dayalı ve sebep ve saiki açıklanmayan olayların sabit kabul edilemeyeceği ve tek başına hükme esas alınamayacağı, bu nedenle davacı-karşı davalı kadına yüklenen bu kusurların gerekçeden çıkarılması gerektiği bununla birlikte davacı-karşı davalı kadının, erkeğin ailesi ile görüşmek istemediği bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, buna göre İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen erkeğin kusurlu davranışları birlikte değerlendirildiğinde; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği, müşterek çocuklar ile davalı-karşı davacı baba arasında Temmuz ayında, yarıyıl ile kasım ve nisan ayı tatillerinde düzenlenen kişisel ilişkide müşterek çocukların baba ile görüşmesinin günleri ve başlangıç – bitiş saatleri hükümde gösterilmediği, infazda tereddüt oluşturacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması doğru olmadığı, davacı-karşı davalı kadının usulüne uygun şekilde yoksulluk ve iştirak nafakalarının her yıl TEFE – TÜFE oranında artırılması talebi bulunmadığı halde, İlk Derece Mahkemesince talep aşılarak yoksulluk ve iştirak nafakalarına her yıl TEFE – TÜFE oranında artış uygulanmasının doğru olmadığı gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadının kusur belirlemesine, maddî tazminata, davalı-karşıdavacı erkeğin kusur belirlemesine, yoksulluk ve iştirak nafakasına artırım uygulanmasına, kişisel ilişkinin süresine yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, her iki davanın ayrı ayrı kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi birinci fıkrası gereği boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin davacı-karşı davalı anneye verilmesine, davalı-karşı davacı baba ile müşterek çocuklar arasında arasında her ayın 1. ve 3. … günü saat 18.00’den Pazar günü saat 17.00’ye kadar, dini bayramlarda dönüşümlü olarak şeker bayramından başlamak üzere arife günü saat sabah saat 15.00’den bayramın son günü saat 15.00’e kadar, çift sayı ile biten yıllarda doğum günlerinde saat 10.00-18.00 arası, yılbaşlarında çift sayı ile biten yıllarda 31 Aralık 17.00’den 1 Ocak 15.00’e kadar, her yıl 01-31 Temmuz tarihleri arasında, 1 Temmuz sabah saat 09:00’dan 31 Temmuz akşam saat 17:00’ye kadar, okul yarıyıl tatilinin ilk haftası Pazartesi günü sabah saat 09.00’dan takip eden Pazar günü akşam saat 17.00’ye kadar, okul kasım ve nisan ara tatillerinin ilk Salı günü sabah saat 09.00’dan takip eden Pazar günü akşam saat 17.00’ye kadar kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuklar yararına 16.06.2020 tarihinden itibaren hükmedilen ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir nafakasının, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibariyle ayrı ayrı aylık 800,00 TL’ye artırılarak davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, davacı-karşı davalı kadın yararına 16.06.2020 tarihli ara kararla hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, boşanma kararının kesinleşmesini takiben yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı-karşı davalı kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminat verilmesine, kadının manevî tazminat talebinin reddine, davalı-karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin sarsıldığını , erkeğin ağır kusurlu bulunmasının, tazminat taleplerinin reddedilmesi, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.