Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10041 E. 2023/548 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10041
KARAR NO : 2023/548
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların tanıştıklarında müvekkilinin …’da ebe olarak, davalı-karşı davacının ise …’de polis olarak görev yaptığını, daha sonra müvekkilinin de …’e tayin olduğunu, sonrasında davalı-karşı davacının tayininin …’a çıktığını, bu sırada davalı-karşı davacının görevinden ihraç edildiğini, 2018 yılı Ağustos ayında müvekkilinin tayininin …’ya çıkması sebebiyle …’ya geldiğini, davalı-karşı davacının, müvekkilinin ve ailesinin ısrarı ile birlikte ev aradığını, davalının evi …’dan …’ya taşıdıktan hemen sonra 2018 yılı Kurban bayramında ailesinin yanında gittiğini 5 ay boyunca geri gelmediğini ve müvekkilini arayıp sormadığını, davalı-karşı davacının müşterek haneye döndükten sonra yine müvekkilini yok saydığını, müvekkilinin dayısının bulduğu işten kısa süre sonra istifa ederek ayrıldığını, kendini evlilik birliğinden soyutladığını, gerek karı-koca ilişkisinde, gerekse diğer ilişkilerinde yalnız bıraktığını, ilgilenmediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, velâyetin müvekkiline verilmesine, çocuk için aylık 750,00 TL tedbir/ iştirak nafakasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına ve müvekkili için yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının ileri sürdüğü iddiaları kabul etmediğini, müvekkilinin 2017 tarihinde …’a tayinin çıktığını daha sonra açığa alındığını, davacının doğumu …’da yaptığını, doğumdan sonra … iline geldiğini, burada yaklaşık bir ay kaldığı süre zarfında sürekli …’ya geri dönmeyi istediğini belirttiğini, sürekli problem çıkardığını, tarafların …’a döndükten sonra davacının tayinini nereye isteyecekleri konusunda problem yaşadıklarını, davacının …’ya ailesinin yanına gitme konusunda ısrar ettiğini, müvekkilinin ailesinin yanına 10-15 gün gittiğini, beş ay sonra döndüğünü, beş aylık süreçte davacının, müvekkilini arayıp sormadığını, empati kurmadığını, tayin konusu dışında hayatta daha önemli bazı önceliklerin olduğunun farkına varsaydı bugün evliliklerinin bu noktaya gelmeyeceğini, müvekkilinin beş ay gibi uzun bir süre ailesinin yanında kaldığını ancak bunun tek nedeninin davacının umursamaz tavırları olduğunu, beş aylık süreçten sonra müvekkilinin tekrardan davacı ile bir araya gelmek istediğini, davacının ise müvekkiline, “Bu evin tüm maddî giderlerini sen karşılayacaksın ve ben hiçbir şekilde senin ailenin evine gitmeyeceğim, torunlarını gelip burada görecekler.” dediğini, müvekkiline maddî manevî destek olmadığını, ezdiğini, ailesinin etkisinde kaldığını, müvekkilinin ailesini ise istemediğini beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velâyetin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı-karşı davacı erkeğin işe girdiği ancak kadına haber vermeden işinden ayrıldığı, kadınla yatağını ayırdığı, davacı-karşı davalı kadının ise aile konutunu terk ettiği, böylelikle evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, müşterek çocuğun yaşı, halen anne ile yaşıyor olması, alıştığı düzen ve uzman raporu dikkate alındığında velayetinin anneye verilmesinin çocuğun yüksek yararına olacağı, boşanmaya neden olan olaylarda kusuru eşit ya da daha ağır olmaayan, mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yönünden zedelenen kadın yararına uygun miktarda maddî tazminata, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki
tesisine, müşterek çocuk yararına aylık 275,00 TL tedbir, aylık 450,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın lehine boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî, 7.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı ile çocukla baba arasında kurulan şahsi ilişkinin süresi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuş, ancak Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı tarafın istinafı kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı ile çocukla baba arasında kurulan şahsi ilişkinin süresi olarak sınırlandırılmış, istinaf incelemesi de bu sınırlamaya göre yapılmıştır.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve velâyet düzenlemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe kusur olarak yüklenen kadınla yatağını ayırma vakıasının ispatlanamadığından erkeğin kusurlarından çıkartılması gerektiği, erkeğe yüklenen diğer kusurların gerçekleştiği, erkeğin ayrıca kadını yok saydığı ve kendini evlilikten soyutladığı yönüyle de kusurlu bulunduğu, kadına her ne kadar evi terk etme vakıası kusur olarak yüklenmiş ise de dosya kapsamında tarafların geçimsizliği noktasının sabit olduğu, kadının boşanma iradesi göstererek 16.07.2019 tarihinde evden ayrıldığı, kısa bir süre sonra 18.10.2019 tarihinde de boşanma davası açtığı görülmekle bu vakıanın kadın yönünden kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, kadının ispatlanan başkaca kusurunun bulunmadığı, bu durumda boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, asıl davanın kabulünün istinaf edilmeyerek kesinleştiği, kadın yararına hükmedilen tazminatların ise yetersiz olduğu gerekçesiyle; tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusur belirlemesinin; erkeğin tam kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarları artırılarak kadın lehine 17.000,00 TL maddî, 17.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, tarafların sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiş, davacı-karşı davalı kadın vekilinin erkeğin davasının kabulüne yönelik istinaf talebi inceleme dışı bırakılmıştır.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu istinaf dilekçelerinde açıkça belirtilmelerine, bu konuda da istinaf talepleri bulunmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin tam kusurlu sayılması gerektiği tespiti karşısında tam kusurlu erkeğin karşı davasının reddine karar verilmemesinin hatalı olduğunu beyanla, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı ile velâyeti kendisine bırakılan ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve velâyet düzenlemesi yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur oranlamasının yerinde olup olmadığı, erkeğin davasının kabulü şartlarının ve kadın yararına tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesi ve ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak inceleme yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinin ikinci fıkrası, 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi hükümleri.

3.Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarına ilişkin yapılan yargılama sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı ile kişisel ilişkinin süresi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve velâyet düzenlemesi yönünden istinaf edilmiştir. İstinaf talebinde bulunan davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinin sonuç kısmında “…Davalı-karşı davacının boşanma davasının reddi ile müvekkilin talep ettiği nafaka ve tazminatların tamamen kabulüne karar verilmesi…” talep edildiğine göre erkeğin karşı davasının kabulünün de istinaf edildiği, ne var ki kadın vekilinin bu talebinin Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi dışında bırakılarak incelenmediği, istinaf sınırlamasının “Kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı ile kişisel ilişkinin süresi” olarak belirlendiği, tarafların kusur belirlemesi ve kadının tazminatların miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, tarafların diger istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

3. 6100 sayılı Kanun’un 355 inci maddesine göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ayrıca hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, davacı-karşı davalı kadın vekilinin erkeğin davasının kabulüne yönelik istinaf talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken istinaf sınırlamasının hatalı yapılması ve bu hatalı sınırlandırmaya göre kadının erkeğin davasının kabulüne yönelik istinaf talebinin incelenmemesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.