Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10023 E. 2023/547 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10023
KARAR NO : 2023/547
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kısmen kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 2005 yılında evlendiklerini, müşterek iki küçük çocuklarının bulunduğunu, davalının asabi ve sinirli bir yapıya sahip olduğunu, ev eşyalarına zarar verdiğini, müvekkiline sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, ikinci çocuğuna hamileyken dahi dövdüğünü, başka kadınlarla birden fazla kez müvekkilini aldattığını, müvekkilinin bu aldatmaları davalının internet mail yazışmalarından öğrendiğini, kendisine kiraladığı atölyede vakit geçirdiğini, bazı günler eve gelmediğini yahut çok geç geldiğini, müvekkilini aşağıladığını, hakaret ettiğini, evlilik birliğinin yüklediği görevleri yerine getirmediğini, tarafların 2017 yılı Haziran ayından bu yana ayrı yaşadıklarını, davalının bu sürede de maddi, manevi yükümlülüklerini ihmal ettiğini beyanla, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 2.000,00’er TL tedbir/iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, yine müvekkili lehine 300.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, eşine şiddet uygulamadığını, buna ilişkin hakkında tek bir şikayet bulunmadığını, atölye kiralanmasına davacının da rızasının olduğunu, atölye haricinde eve geç gelme durumunun olmadığını, davalının psikolojik yönden görmüş olduğu terapileri sebepsiz yere bıraktığını, tarafların ayrılmasını gerektirecek olumsuz bir durumun mevcut olmadığını, davacının evi planlı olarak terk ettiğini, evliliğin bu aşamaya gelmesinin sebebinin davacının ailesinin baskıları olduğunu, aylık gelirinin 6.000,00 TL’yi aşmadığını beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin eşine şiddet uyguladığı, evli bir erkeğe yakışmayacak, güven ve sadakat duygularını zedeleyici tavır ve davranışlar sergilediği, evlilik birliğinden doğan evlilik birliğinin mutluluğunu el birliğiyle sağlama, birbirine … kalma ve birbirine yardımcı olma yükümlülüklerini ihlal ettiği, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların müşterek çocuklarının velayetlerinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, müşterek çocukların her biri için aylık 500,00′ er TL’den toplam 1.000,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafça dosyaya sunulan tüm delillerin hukuka aykırı elde edildiğini ve hükme esas alınamayacağını, şiddete ilişkin hakkında yapılmış tek bir şikayetin bulunmadığını, kaldı ki kabul anlamına gelmemekle birlikte böyle bir olayın varlığı kabul edilse dahi bu olayın yaşanmasının ardından tarafların barışarak evlilik birliğine devam ettiklerini, bu nedenle bu vakıanın af kapsamında kaldığını, davacı tarafça sunulan ve dosyada yer alan aldatma fiiline ilişkin mesaj dökümlerinin de 2013 yılına ait olup bu olaydan sonra da tarafların barışarak evlilik birliğine devam ettiklerini, bu olayın da af kapsamında kaldığını, her iki tarafın da çalışıp gelir elde ettiğini, nafaka ve tazminat koşullarının gerçekleşmediğini beyanla, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hukuka aykırı delil olan mail yazışmaları ve watsap mesaj kayıtları olmasa da güven sarsıcı davranış ve şiddet olayının dosyada dinlenen tanık beyanı ile ispat edildiği, bu hale göre; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşine şiddet uygulayan ve güven sarsıcı davranışlarda bulunan davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, somut olayda davacı kadın yararına her ne kadar yoksulluk nafakası ve tazminat koşulları gerçekleşmiş ise de miktarlarının tarafların ekonomik ve sosyal durum dikkate alındığında fazla olduğu gerekçesiyle; davalı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmak suretiyle davacı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası takdiri ile 40.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı erkeğin sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davacı tanıklarının gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduklarını, davacı tarafça dosyaya sunulan mail ve mesaj dökümleri de dahil tüm delillerin hukuka aykırı şekilde elde edildiğini ve hükme esas alınamayacağını, şiddete ilişkin hakkında yapılmış tek bir şikayetin bulunmadığını, kaldı ki kabul anlamına gelmemekle birlikte böyle bir olayın varlığı kabul edilse dahi bu olayın yaşanmasının ardından tarafların barışarak evlilik birliğine devam ettiklerini, bu nedenle bu vakıanın af kapsamında kaldığını, her iki tarafın da çalışıp gelir elde ettiğini, nafaka ve tazminat koşullarının gerçekleşmediğini beyanla, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık ve hüküm, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, dosyadaki delillerin hukuka aykırı yolla elde edilip edilmediği, kusur oranlamasının yerinde olup olmadığı, nafaka ve tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi ve 182 nci maddesi hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.