Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2022/10012 E. 2023/618 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10012
KARAR NO : 2023/618
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

MAHKEMESİ … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, müvekkiline karşı hakaret içerikli ve aşağılayıcı söylemlerde bulunduğunu, kızlarının gözleri önünde müvekkilinin burnunu kırdığını, çok kez bayıltana kadar dövdüğünü, çocukların ve eşinin ihtiyaçlarıyla da ilgilenmediğini, müvekkilinin sürekli kendi ve çocuklarının ihtiyaçları için kız kardeşinden yardım istediğini, geçimini sağlamak için ev temizliklerinde, çocuk bakımında, okul kantininde, fabrikalarda olmak üzere farklı işlerde çalıştığını, müvekkilinin kirada oturduğunu, geçim sıkıntısı çektiğini beyanla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukları Aslı için aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili için her ay 600,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata, 10.000,00 TL altın alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalı taraftan alınarak müvekkiline ödenmesine, müşterek çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın, 08.03.2019 tarihli dilekçe ile açmış olduğu boşanma davasından feragat ettiğini beyan etmiştir.

3. Davacı kadın 11.03.2019 tarihli dilekçesi ile, 07.03.2019 tarihinde davalı tarafın baskı, korku ve tehditleri sonucu eline tutuşturulan ve mahiyetinin hüküm ve sonuçlarının ne olduğunu bilmediği dilekçesinin işleme alınmamasını, davasını geri alması ya da davayı geri çekmek gibi bir iradesinin söz konusu olmadığını beyanla yargılamaya devam edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde, davacının iddialarının asılsız olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını, davacının eşine saygı göstermediğini, diğer kişiler yanında küçük düşürdüğünü, abartılı harcama yaptığını, müşterek konutu davacının terk ettiğini beyanla, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 23.05.2019 tarih ve 2017/940 Esas, 2019/424 sayılı kararı ile; davacının 08.03.2019 havale tarihli dilekçesi ile usulüne uygun olarak davadan feragat ettiği, kimlik tespitinin usulünce yapıldığı, imza yönünden herhangi bir itirazın olmadığı, yine davacının söz konusu feragat dilekçesini kendisine tehdit uygulanarak verdirildiği yönünde şikayetinin de bulunmadığı anlaşılmakla, açılan davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince, davalı tarafın baskı, korku ve tehditleri nedeniyle feragat dilekçesinin verildiğini ve mahkemeye 11.03.2019 tarihli dilekçe ile bu durumun bildirildiğini, mahkemece feragatın geçersizliği, hüküm ve sonuç doğurup doğurmayacağı incelenmeden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu beyanı ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 30.10.2020 tarih ve 2019/2489 Esas, 2020/2574 K. sayılı kararı ile, davacı kadının istinaf isteminin kabulü ile, esası incelenmeksizin kararın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına, feragatın geçersizliği iddiasının ön sorun olarak görülmesi dosyanın gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek kaldırılmasına karar verilen tüm yönlerle ilgili yeniden karar verilmek üzere, 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının boşanma davasından feragatinde davalının baskı, tehdit veya korkutmasının söz konusu olmadığı, davacının kızı ile konuştuğu ve kızının isteği ile feragat ettiği, davalıya yönelik olarak ileri sürülen feragat geçersizliğine ilişkin iddiaların sabit olmadığı gerekçesi ile davanın feragat nedeniyle reddine, davacı kadın için dava tarihinden itibaren aylık 600,00 TL tedbir nafakası ile müşterek çocuk Ece Vural için dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili, davalı tarafın baskı, korku ve tehditleri nedeniyle feragat dilekçesinin verildiğini ve mahkemeceye 11.03.2019 tarihli dilekçe ile bu durumun bildirilerek feragattan vazgeçildiğini, tanık olarak dinlenen müşterek çocuklarının beyanına itibar edilmediğini, davacının, davalı baba ile birlikte kalan müşterek kızını korumak için feragat ettiğinin açık olduğu, mahkemece bu hususlar dikkate alınmadan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen karar ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, müvekkilinin 08.03.2019 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğine dair beyanda bulunduğunu, 11.03.2019 havale tarihli dilekçesi ile davalı tarafın korku ve tehditleri sonucu bu feragati yaptığını ve feragatinin hüküm ve sonuçlarını bilmediğini beyan ederek feragatinden vazgeçtiğini, müvekkilinin bu feragatinin gerçek anlamda bir feragat olmayıp, tamamıyla davalı tarafın kendisini ve kızları Aslı Vural’ı tedirgin etmesi sebebi ile müvekkilinin davalı taraftan korkması ve kızını korumak istemesinin bir sonucu olarak rıza dışı gerçekleştiğini, bu durumun müşterek kızlarının beyanı ile sabit olduğunu, feragat dilekçesinin ve kararının baskı altında verdiğini ve derhal kararından dönüldüğünü, tüm bu beyanlarımız dosya kapsamındaki deliller ile ispatlandığını, feragatın geçerli olmadığını beyanla kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından feragat beyanının, irade bozukluğuna (tehdit ve baskı) dayanıp dayanmadığı, feragatın geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 307 inci, 309 ila 311 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 ve 175 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 30 ila 37 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.