Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2021/939 E. 2021/2071 K. 09.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/939
KARAR NO : 2021/2071
KARAR TARİHİ : 09.03.2021

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından tazminatların miktarı, iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarı ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bent dışındaki temyiz itirazları yersizdir.
2-Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar veren makamındaki kişinin de aynı yönde vermesi gereken karar; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir.
Mahkemece, ortak çocuğun velayeti konusunda hazırlanan sosyal inceleme raporundaki görüşlere değer verilerek velayet davacı anneye bırakılmış ise de; davalı baba temyiz dilekçesinde annenin ortak çocuğun velayetini babaya bıraktığını iddia etmiş, buna ilişkin olarak Mucur İcra Müdürlüğü’nün 2016/231 esas sayılı dosyasındaki annenin beyanını dosyaya ibraz etmiştir. Sunulan beyanın tetkikinde, annenin dini nikah yaptığı, çocuğun baba yanında kaldığı, anne tarafından velayetin babaya bırakılacağı ifadelerinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Ortak çocuğun baba yanında kaldığı ve annenin dini nikah yaptığı iddiaları karşısında; psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan (4787 sayılı Kanun m. 5) ortak çocuğun anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını ve anneyle ilgili iddialarda dikkate alınarak annenin çocuklara şefkatle bakıp
bakamayacağını değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması ve gerekmesi halinde ortak çocukların yeniden eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin hakim tarafından kendisinden sorulması ve tüm deliller birlikte değerledirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı tespit edilip sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, yukarıda l. bentte gösterilen sebeple kararının ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.03.2021 (Salı)