Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2021/7710 E. 2022/585 K. 25.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7710
KARAR NO : 2022/585
KARAR TARİHİ : 25.01.2022

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ :Evlat Edinmede Ana-Baba Rızasının Aranmaması

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava dilekçesinde, çocuk mahkemesinin bakım tedbiri kararı gereği Bakanlığın koruma ve bakımı altında olan küçüğün evlât edinilmesinde ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, evlât edinmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenen küçüğün kuruma yerleştirilmiş olduğundan TMK’nın 312/1 hükmü gereği rızanın aranmaması kararının ancak evlât edinme işlemleri sırasında verilmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine, davacı kurum vekilince istinaf isteminin esastan ret kararı temyiz edilmiştir.
Dava, küçüğün gelecekte evlât edindirme hizmetlerinden yararlandırılacağı ileri sürülerek TMK’nın 311. maddesindeki sebepler ile anne ve babanın evlât edinmede rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlât edinenin veya evlât edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlât edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir.
Üzerinde durulması gereken husus; TMK’nın 312. maddesinde çocuğun evlât edinilmesinde eksik olan ana ve/veya babanın rızasının aranmaması için davanın ne zaman açılabileceği ve bu kapsamda madde metninde ifade edilen “kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce” ibaresinden ne anlaşılması gerektiğidir.
Nitekim bu husus; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.12.2020 tarihli ve 2017/1926 Esas, 2020/1057 Karar sayılı ilamında tartışılmıştır. Dairemizce de benimsenen görüşe göre; “…madde metninde geçen ikinci “yerleştirilme” ifadesinin küçüğün evlât edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesi olarak anlamak gereklidir. Diğer bir deyişle, bu fıkra kapsamında düzenlenen ana ve/veya babanın rızasının aranıp aranmayacağına yönelik karar, aracı kuruma yerleştirilen küçüğün evlât edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesinden önce verilmelidir. Nitekim burada amaç, devletin koruması altına alınmış olan küçüğün, evlât edinilmek üzere aile yanına yerleştirilmesinden önce, rızanın aranıp aranmaması sorununun çözülmüş olması, küçüğün evlât edinme amacıyla yerleşmesinden sonra olumsuz bir karar verilmesi hâlinde doğacak zararların önlenmesidir. Küçük, Tüzük hükümleri gereğince, evlât edinme amacıyla yerleştirilmiş ise, rızanın aranıp aranmaması kararı artık TMK’nın 312/2 maddesi gereğince evlât edinme işlemleri sırasında verilecektir. Zira bu kararın evlât edinme işlemleri başlamadan önce yani kurumdaki evlât edinilecek
küçük evlât edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmeden önce verilmesi, evlât edinme sürecini hızlandıracak ve bu durum da küçüğün yararına olacaktır (Er, s. 73).”
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 2016 doğumlu küçük Mira’nın dava tarihinden önce aile yanına yerleştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Küçüğün kurum yurtlarına yerleştirilmesi evlât edinme davasından önce rıza aranmaması davasının açılmasına engel değil ise de aile yanına yerleştirilmesi evlât edinme davasında önce ayrı bir dava olarak evlât edinmede ana/baba rızasının aranmaması davasına engeldir. İş bu husus 6100 sayılı HMK’nın 114/2. maddesi gereği dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hâkim tarafından da re’sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir(HMK mad.114/1-h, 115). Somut olayda, küçüklerin aile yanına yerleştirilmiş olmasına göre, ana ve baba rızasının aranmaması konusunun evlât edinme davası içinde değerlendirilmesi gerektiğinden, açılan davanın açıklanan gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi doğru değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden ve hükmün redde ilişkin bölümü sonucu itibari ile doğru görüldüğünden, 6100 sayılı HMK’nın 370/4. maddesi uyarınca hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle, bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 25.01.2022 (Salı)