Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2021/5842 E. 2022/589 K. 25.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5842
KARAR NO : 2022/589
KARAR TARİHİ : 25.01.2022

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ :Evlat Edinmede Ana – Baba Rızasının Aranmaması

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kurum temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava dilekçesinde, çocuk mahkemesinin bakım tedbiri kararı gereği Bakanlığın koruma ve bakımı altında olan küçüğün evlât edinilmesinde ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir.
İlk derece mahkemesince, evlât edinmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenen küçüğün kuruma yerleştirilmiş olduğundan TMK’nın 312/1 hükmü gereği rızanın aranmaması kararının ancak evlât edinme işlemleri sırasında verilmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine, davacı kurum vekilince istinaf isteminin esastan ret kararı temyiz edilmiştir.
Dava, küçüğün gelecekte evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılacağı ileri sürülerek TMK’nın 311. maddesindeki sebepler ile anne ve babanın evlât edinmede rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlât edinenin veya evlât edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir.
Üzerinde durulması gereken husus; TMK’nın 312. maddesinde çocuğun evlât edinilmesinde eksik olan ana ve/veya babanın rızasının aranmaması için davanın ne zaman açılabileceği ve bu kapsamda madde metninde ifade edilen “kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce” ibaresinden ne anlaşılması gerektiğidir.
Nitekim bu husus; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.12.2020 tarihli ve 2017/1926 Esas, 2020/1057 Karar sayılı ilamında tartışılmıştır. Dairemizce de benimsenen görüşe göre; “…madde metninde geçen ikinci “yerleştirilme” ifadesinin küçüğün evlât edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesi olarak anlamak gereklidir. Diğer bir deyişle, bu fıkra kapsamında düzenlenen ana ve/veya babanın rızasının aranıp aranmayacağına yönelik karar, aracı kuruma yerleştirilen küçüğün evlât edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesinden önce verilmelidir. Nitekim burada amaç, devletin koruması altına alınmış olan küçüğün, evlât edinilmek üzere aile yanına yerleştirilmesinden önce, rızanın aranıp aranmaması sorununun çözülmüş olması, küçüğün evlât edinme amacıyla yerleşmesinden sonra olumsuz bir karar verilmesi hâlinde doğacak zararların önlenmesidir. Küçük, Tüzük hükümleri gereğince, evlât edinme amacıyla yerleştirilmiş ise, rızanın aranıp aranmaması kararı artık TMK’nın 312/2 maddesi gereğince evlat edinme işlemleri sırasında verilecektir. Zira bu kararın evlât edinme işlemleri başlamadan önce yani kurumdaki evlât edinilecek küçük evlât edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmeden önce verilmesi, evlât edinme sürecini hızlandıracak ve bu durum da küçüğün yararına olacaktır (Er, s. 73).”
Somut olaya gelince, ilk derece mahkemesince evlât edinilmek istenen çocuğun kuruma yerleştirildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de; Resen UYAP ortamında yapılan araştırma neticesinde; küçüğün güncel nüfus kaydında, 27.04.2021 tarihinde kesinleşen mahkeme kararıyla evlat edinildiği bilgisinin bulunduğu anlaşıldığından; davanın konusu kalmamıştır. Bu sebeple, bölge adliye mahkemesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak, ilk derece mahkemesi hükmünün, konusu kalmayan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle, bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 25.01.2022 (Salı)