Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2021/441 E. 2021/1741 K. 25.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/441
KARAR NO : 2021/1741
KARAR TARİHİ : 25.02.2021

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi ve ortak çocuk…’ın velâyeti yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Dava, kadının açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup; ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilerek, 2007 doğumlu ortak çocuk…’ın velayeti davacı anneye bırakılmıştır. Hükme karşı, davalı erkek tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuş ve bölge adliye mahkemesi…’ın velâyetinin babaya verilmesine karar vermiştir. Bölge adliye mahkemesi kararı taraflarca yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz edilmiştir.
Velâyet düzenlenirken göz önünde bulundurulması gereken temel ilke, “Çocuğun üstün yararı”dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b). Çocuğun üstün yararı belirlenirken, onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Velayet düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Tarafların davayı kabulü de tek başına hukuki sonuç doğurmaz.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, ortak çocuk…’ın velayet konusunda yargılamasının henüz başında, tahkikat safhasına geçilmeden, ön inceleme duruşmasında dinlenildiği ve velayetinin babasına verilmesini istediği; ilk derece mahkemesi kararında, çocuğun annesine hitaben yazdığı mektup konusundaki çelişkili beyanları nedeniyle, çocuğun etki altında beyanda bulunduğunun belirtilerek velayetinin annesine verildiği ancak bölge adliye mahkemesince çocuğun beyanlarına itibar edilerek velayetin babaya verildiği
anlaşılmıştır. Dosyanın tetkikinden, Burak’ın velayet konusundaki beyanının serbest iradesini yansıtıp yansıtmadığı konusunda tereddüt hasıl olmuştur. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesi tarafından idrak çağındaki çocuğun velayet konusunda mahkeme huzurunda dinlenilerek görüşünün alınması ve tüm delillerle birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta eksik incelemeyle hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.25.02.2021 (Prş.)