Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2021/3358 E. 2021/5097 K. 21.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3358
KARAR NO : 2021/5097
KARAR TARİHİ : 21.06.2021

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından katılma yolu ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen ve aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen ve aleyhine hükmedilen nafakalar ve velayet yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi ve tazminatlar ile nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, boşanmaya sebebiyet veren vakıaların tazminat talep eden eşin kişilik haklarına saldırı niteliği taşıması zorunludur. Bölge adliye mahkemesi erkeğe “Çocuk üzerinden psikolojik baskı kurup eşini çocuk bakımı konusunda tehdit etme” vakıasını kusur olarak yüklemiştir. Dosyanın tetkikinden erkeğin kadını tehdit ettiği yönündeki tanık ifadelerinin duyuma dayalı olduğu anlaşılmış olup, erkeğin ortak çocuğun bakımı konusundaki sözleri de kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşımamaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmamıştır. O halde, davalı-davacı kadının manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk … yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA; temyiz peşin harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.06.2021 (Pzt.)