Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2021/3168 E. 2021/4833 K. 14.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3168
KARAR NO : 2021/4833
KARAR TARİHİ : 14.06.2021

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakasının toptan verilmesi ve miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
2-İlk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu bulunarak karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine hükmedilmiş, karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf başvurularının reddine karar verilmiş ise de; davalı-davacı erkek 21.12.2015 tarihinde kadına eve dön ihtarı gönderdeğinden kadına yüklenen kusurları affetmiş en azından hoşgörüyle karşılamıştır. Bu durumda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı erkek tam kusurludur. Erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulü hatalıdır. Ne var ki davalı-davacı erkek kadının davasının kabulü yönünden istinafa başvurmadığından karar bu yönden kesinleşmiştir. Bu durumda erkeğin boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi ve haklılık durumuna göre yargılama gideri ile vekalet ücreti yönünden bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-davalı kadının ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen davacı-davalı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinin (1.) ve (2.) fıkrası gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde davacı-davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 2. ve 3. bentte gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.14.06.2021 (Pzt.)