Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2021/2926 E. 2021/5993 K. 14.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2926
KARAR NO : 2021/5993
KARAR TARİHİ : 14.09.2021

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası, reddedilen tazminat talepleri, aleyhine hükmedilen manevi tazminat yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14.09.2021 günü temyiz eden davacı-davalı … vekili Av. … ile karşı taraf davalı-davacı … vekili Av. … geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Tarafların karşılıklı açtıkları boşanma davalarının birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda, İstanbul Anadolu 13. Aile Mahkemesi’nin 13/01/2015 tarihli ve 2013/21 esas, 2015/5 sayılı kararı ile; her iki davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000 Türk Lirası tedbir nafakası verilmesine, davacı davalı kadının yoksulluk nafakası ile tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiş, hükmün münhasıran davacı davalı kadın tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14/03/2016 tarihli ve 2015/14194 esas, 2016/4935 karar sayılı ilamı ile, hem tanık beyanlarına itibar edilmediği, iddiaların ispat edilmediği belirtildiği, hem de bu tespitle çelişir şekilde tarafların eşit ölçüde kusurlu olduğu ifade edildiği, bu nedenle kendi içinde çelişkili ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verildiğinden bahisle hüküm bozulmuştur. Bozma sonrasında bu kez mezkur mahkemenin 13/06/2017 tarihli ve 2016/497 esas 2017/498 sayılı kararı ile; her iki davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000 Türk Lirası tedbir nafakası verilmesine, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası ile tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiş, bu karara karşı da davacı davalı kadın tarafından erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile nafakalar yönünden yapılan temyiz başvurusu üzerine Dairemizin 04.12.2018 tarih, 2017/5800 esas, 2018/13960 karar sayılı ilamı ile hüküm “ Temyiz edilen yerel mahkeme kararında, hem tanık beyanlarına itibar edilmediği, iddiaların ispat edilmediği belirtilmiş, hem de bu tespitle çelişir şekilde tarafların eşit ölçüde kusurlu olduğu ifade edilmiştir. Bu nedenle kendi içinde çelişkili ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, davacı-davalı kadının kendi boşanma davasında verilen boşanma hükmünü temyiz kapsamı dışında bırakması sebebiyle tarafların boşanmalarına ilişkin hükmün kesinleştiği de gözetilerek, tarafların boşanmaya sebep olan olaylara ilişkin kusur belirlemesi, boşanmanın fer’ileri ve konusuz hale gelen davalı-davacı erkeğin boşanma davasında tarafların haklılık durumlarına göre yargılama gideri ile vekalet ücreti bakımından yukarıda açıklanan ilkelere uygun şekilde hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile ikinci kez bozulmuştur.
İstanbul Anadolu 13. Aile Mahkemesi’nin 19/01/2021 tarihli ve 2019/788 esas, 2021/19 sayılı kararı ile bu kez kesinleşen kadının boşanma davası ile konusuz kalan erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı-davalı kadının nafaka talepleri ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı erkeğin maddi tazminat talebinin reddine, davalı davacı erkek yararına 10.000 Türk Lirası manevi tazminat verilmesine karar verilmiş, hükmün gerekçesinde de boşanmaya sebebiyet veren olaylar davacı-davalı kadının, davalı-davacı erkeğe nazaran daha fazla kusurlu olduğu ve Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesi koşullarının erkek yararına oluştuğu belirtilmiştir.
Ne var ki İstanbul Anadolu 13. Aile Mahkemesi’nin 13/01/2015 tarihli ilk kararı ile davalı-davacı erkeğin reddedilen manevi tazminat talebi, davalı-davacı erkek tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle, davacı-davalı kadın yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple ilk derece mahkemesince usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde davalı-davacı erkek yararına 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 3.050 TL. vekalet ücretinin Barkhan’dan alınıp Hande’ye verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.09.2021 (Salı)