YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1857
KARAR NO : 2021/4189
KARAR TARİHİ : 31.05.2021
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacı kadının çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2-İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, karşılıklı açılan davalarda, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne, davalı-karşı davacı kadının davasının boşanmaya ilişkin talep yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen bu karar, davacı-karşı davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar ile erkeğin soyismini kullanılmasına izin verilmesi, davalı-karşı davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, iştirak nafakası miktarı, yoksulluk nafakası talebinin reddi, tazminatların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf isteminin kabulü ile erkeğe ilave kusur yüklenmesine, erkeğin, kadın lehıne hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile soy isim kullanılmasına izin verilmesine ilişkin istinaf isteminin kabulüne, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, usulüne uygun olarak açılan bir dava bulunmadığından kadının eşinin soyismini kullanmasına yönelik talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Dinlenen davacı-karşı davalı erkeğin tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan, inandırıcı olmaktan uzak izahlar ve erkeğin davranışlarına karşı yapılan tepkilerden ibarettir. Bu itibarla davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
3-Taraflarca karşılıklı açılan davalarda; ilk derece mahkemesinin 26.12.2019 tarih, 2019/296 Esas, 2019/360 karar sayılı ilamı ile davalı-karşı davacı kadının davası hakkında; “boşanmaya ilişkin talep yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmesine” şeklinde hüküm kurulduğu ve bu hususun istinaf edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Boşanma davasının fer’i niteliğinde olan ve boşanma davası içerisinde talep edilen taleplerinin kabul veya reddi halinde taraflar yararına ayrıca vekalet ücreti takdir edilemeyeceği açıktır. Bu nedenle davalı-karşı davacı kadının feragat nedeniyle reddine karar verilen boşanma davasında, davanın ferileri yönünden davacı-karşı davalı erkek yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 31.05.2021 (Pzt.)